Almanya’da Müslüman düşmanlığı yaygınlaştı
Toplumun ve ulusların kültürünün analitik veri tabanının aktardığına göre, Almanya’da yaşayan Müslümanlar için bu rakam yüzde 64’ün üzerine çıkıyor.
Türkiye kökenli göçmen bir ailenin kızı olan Ferda Ataman, 1979 yılında Stuttgart’ta doğmuş ve Nürnberg’de büyümüştür. Siyaset bilimi eğitimi almış olup Almanya’daki kültürel çeşitlilik ve ayrımcılıkla mücadele konularında aktif olarak çalışmalarda bulunmuştur.
Ataman bir gazeteye verdiği ropörtajda ülkede Müslümanların yoğun bir şekilde ayrımcılığa uğradığını gözlemlediklerini söyledi. Ve daha çok insanın bu ayrımcılığı bildirmek için hükümetin ayrımcılıkla mücadele örgütüne ve diğer sivil kurumlara başvurduğunu belirtti.
“Görünüşe göre, aşırı sağcılar seçimlerde ne kadar başarılı olursa, insanlar onların tutumlarını o kadar meşru buluyor.” diye konuşan Ataman, insanların bu gelişmelerden etkilendiğini vurguladı.
Ayrıca sığınmacılara, Müslümanlara, Yahudilere ve engellilere yönelik şiddet içeren saldırıların da arttığına dikkat çekerek sadece ayrımcılıktan bahsetmediklerini çünkü bunun suç olduğunu ve ayrımcılıkla ilgili yapılan istatistiklerin hala yüksek olduğunu ifade etti.
Avrupa’daki Müslümanların yarısı günlük yaşamlarında ayrımcılığa uğruyor
Yeni bir araştırmaya göre Avrupa’daki Müslümanlar günlük yaşamlarında giderek daha fazla ayrımcılığa maruz kalıyor. Bu ayrımcılığın yüzdesi özellikle Avusturya ve Almanya’da yüksek.
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın (FRA) yaptığı bir araştırma endişe verici bir istatistik ortaya koyuyor. Avrupa Birliği'nde Müslümanların neredeyse yarısı günlük yaşamlarında ırkçılık ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalıyor.
13 üye ülkeden 9 bin 600 Müslümanın katıldığı bu anket, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e saldırmasından önce yapıldı ve Viyana merkezli kurum, sivil toplum kuruluşları ve ulusal otoritelerden gelen raporlara göre o tarihten bu yana Müslüman karşıtı olayların sayısının da arttığını söylüyor.
Avusturya’da, ankete katılan Müslümanların yüzde 71’i son dönemde ırkçı davranışlara tanık olduklarını söyledi.
Almanya’da ise ankete katılanların yüzde 68’i ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi.
Ankete katılanların ırçılık ve ayrımcılığın hayatlarının her alanında görüldüğünü ve çocuklarının okulda zorbalığa maruz kaldıklarını veya iş fırsatlarına erişimde, ev kiralama veya satın almada eşitsizlikler yaşadıklarını bildirdiler.
Müslümanlar giderek daha fazla yoksulluk içinde yaşıyor, aşırı kalabalık evlere tıkılıyor ve yalnızca geçici sözleşmelerle çalışma olasılıkları 2,5 kat daha fazla. Ayrıca Müslümanların okulu erken bırakma olasılıkları AB genelindeki genel nüfusa göre üç kat daha fazla.
Dinleri, etnik kökenleri veya göç geçmişleri nedeniyle Müslümanlar daha çok hedef alına gurup. AB’de doğan genç Müslümanların ve dini kıyafetler giyen Müslüman kadınların ayrımcılığa uğrama olasılığı ise daha yüksek.
Eşitsizlikler, eğitim ve sağlık gibi diğer alanlarda da görülüyor. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın (FRA) “AB’de Müslüman Olmak” başlıklı araştırması, 2016’daki son araştırmadan bu yana önemli ölçüde artan ırkçılık ve İslam karşıtı ayrımcılıkta bir artış olduğunu gösteriyor.
İslam düşmanlığı ile mücadelenin gerekliliği
Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı (FRA), AB ve üye devletleri hedefe yönelik önlemler almaya çağırıyor. Bu önlemler arasında ayrımcılıkla mücadele yasalarının daha güçlü şekilde uygulanması, ırkçılığa karşı AB Eylem Planının genişletilmesi ve ayrımcı profillemeye karşı mücadele yer alıyor.
FRA Direktörü Sirpa Ravutio, Avrupa’da artan kutuplaşmanın İslam karşıtı duyguları körüklediği konusunda uyarıda bulundu.
Ataman, “ülkenin ayrımcılık kriziyle karşı karşıya” olduğunun altını çizerek, “Pek çok insan kendisine, ‘Burada hala güvende miyim? Almanya beni ve ailemi korumak için ne yapıyor? diye soruyor. Bunlar meşru sorular.” şeklinde konuştu. Bu soruların siyasetçiler tarafından cevaplanması gerektiğine dikkati çeken Ataman, Eşit Muamele Yasası’nın çoğu zaman insanları korumadığını söyledi.
Almanya’da Müslüman düşmanlığı son derece yaygın
Almanya’da genel olarak çoğu Alman vatandaşlığına sahip yaklaşık 5,5 milyon Müslüman yaşıyor. Birçoğu ayrımcılık ve sosyal dışlanma yaşadıklarından bahsediyor. Bu insanlar sosyal dışlanma, ayrımcılık hatta bir dereceye kadar şiddete maruz kalıyorlar. Bu deneyimler bir defaya mahsus olmayıp tekrarlanan ve bazen bunaltıcı deneyimlerdir.
Tesettürlü Müslüman kadınlar özellikle etkileniyor
Rapora göre, dini inançlarından dolayı örtünen kadınlar çok şiddetli düşmanlık biçimlerini bildiriyor. Müslüman erkekler de saldırgan ve şiddet yanlısı kişiler olarak tanındıklarını belirtmekte.
Alman polisi, 2024’ün ilk yarısında fiziksel şiddet, hakaret, mülke zarar verme ve Müslümanlara karşı halkı kışkırtma da dahil olmak üzere 429 İslam karşıtı suç kaydetti.
Uzmanlar, bu düşmanca tutumların nedenleri olarak “bilgisiz önyargılar”, yanlış bilgiler ve halkın korkularına dayandığını belirtiyor.
Bu ayrımcılığın sonu yok gibi görünüyor. Ayrıca medyanın ve siyasetin bazı kesimleri de bölünmeyi körükleyerek durumu daha da kötüleştiriyor. En azından geçmişte bu tür istatistikler karşısında partilerden veya medyadan sembolik protestolar yaparken, bu yıl bu endişe verici istatistikler karşısında sağır edici bir sessizlik var.
Hükümetten, kuruluşlardan ve medyadan talep
Raporda ülkedeki tüm kişi ve kuruluşlar, yazarlar, doğrudan ayrımcılığa uğramayanların bile dayanışma göstermesinin önemli olduğunu vurgulanıyor. Uzmanlar ayrıca Alman hükümetine Müslümanlara yönelik düşmanlıkla mücadele için bir danışma konseyi ve federal bir temsilci atamasını tavsiye ediyor.
Rapor ayrıca bir kayıt ve dokümantasyon merkezinin yanı sıra daha fazla istişarede bulunulmasını da tavsiye edilerek kurumsal ırkçılıkla mücadele için tüm devlet kurumlarındaki meslek gruplarının daha bilinçli olması gerektiği belirtiliyor.
Raporda ayrıca birçok medya kuruluşunun İslam’a ilişkin “tek taraflı ve savaş odaklı habercilik yaptığına” da dikkat çekiliyor. İnternette ve sosyal medyada olumsuz imaj daha da fazla.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Fesser, Müslüman yaşamının doğal olarak Almanya'nın bir parçası olduğunu ve herkesin aynı şans ve haklara sahip olması gerektiğini söyledi.
4248545
