Japonya’da kimono-başörtüsü tasarımı
2017 yılında Malezya’yı ziyaret eden moda tasarımcısı Kaori Kobuyashi, gezisi sırasında ülkedeki kadınların başörtülerinin güzelliğinden etkilendi.
Başlangıçta başörtüsünü dini bir giysi olarak gören Japon tasarımcı Malezya’da çeşitli başörtülerine hayran kalması sonrasında bunu geleneksel Japon kimonolarına olan sevgisiyle birleştirmeye karar verdi.
Başörtüsüne olan ilgisi arttıkça İslam’a olan merakının da arttığını dünyanın dört bir yanından Müslümanlarla çevrimiçi bağlantı kurarak başörtüsünün kültürel ve dini önemi hakkında daha fazla bilgi edindiğini belirten tasarımcı kariyerinde kendisini teşvik eden bir destek ağı oluşturduğunu dile getirdi.
Ancak bazı Japon arkadaşlarının İslam ve Müslümanlar hakkındaki olumsuz imajlarından dolayı girişiminde temkinli davranmasını istediler. Çin gezisinde tüm bu olumsuz klişelerin üstesinden gelerek kişisel deneyimin gücünün farkına vararak, çalışmaları aracılığıyla kültürler arası anlayış yaratma konusuna daha da fazla ilgi duymaya başladı.
Yedi yıl önce Xiaxia Hijab Japan adlı başörtüsü markasını kurdu. Tasarımcının bu eşarpları özellikle Müslüman turistlerin ilgisini çekti.
Marka, özellikle çalışmalarının videolarının sosyal medyada yayınlanmasının ardından giderek popülerlik kazandı. Tokyo’nun çeşitli turistik noktalarında bir mağaza açarak dünya çapındaki çeşitli müşterileri için ürünler üretiyor.
Artan talebi karşılamak için üretim sürecinin bazı kısımlarını dışarıdan temin ediyor, ancak eski kimono kumaşının tedarik edilmesi ve her bir parçanın tasarlanması kısmıyla kensidisi ilgileniyor.
Kaori Kobuyashi, Japon sanatını İslami modayla birleştirerek Japonya ve İslam dünyası arasında daha büyük bir anlayış yaratmayı umuyor.
“Japonya’da Müslümanlara karşı aşırı önyargıya tanık oldum. Şu anda hem Japonya’da hem de dünyada İslam sıklıkla korkulması gereken bir din olarak sunuluyor.” Diyen Kobuyashi bu tür yorumlarla sık sık karşılaştığını ve bilinmeyenin yarattığı korkuyu ve bu korku üzerinde medyanın etkisini fark ettiğini söyledi.
Kobuyashi, Japonya’da yaşayan bir gayrimüslim olarak geleneksel kimonoları kullanarak eşarp üretme fikrine yöneldiğini belirtti.
Olumsuz izlenimlerin genellikle korku ve yanlış anlamadan kaynaklandığını ancak olumlu izlenimlerin kesinlikle güzelliğin, çekiciliğin ve zarafetin kullanılmasıyla yaratılabileceğini dile getiren japon tasarımcı “Kimonoyu başörtüsüne dönüştürerek Japon halkının İslam’ı öğrenmesi ve geleneksel Japon kültürünü dünyadaki Müslümanlarla paylaşması için bir fırsat yaratmayı umuyorum.” dedi.
Aynı halde medyada sıklıkla yansıtılan İslam’a dair olumsuz algıları değiştirmeye yardımcı olacak güzel ürünler yaratmak istediğini ifade etti.
Kobuyashi, geleneksel Japon kültürünü İslami değerlerle birleştirmek istediğini belirterek tüm insanların din, kültür, ten rengi, cinsiyet açısından farklı olduklarını ve herkesin bu çeşitliliği takdir edebilseydi dünyanın daha güzel olacağını kaydetti.
Kimonoyu eşarp üretmek için kullandıklarını ve ana ürünün tamamen el emeği ile geleneksel kumaşlardan üretildiğini söyledi.
Belgelere göre Japonya’da İslam’ın yüz yıllık bir geçmişi olup 1853’ten önce Japonya kapalı bir ülke iken, 1867’den itibaren Japonlar başta Müslümanlar olmak üzere diğer ülkelerle ilişkiler kurabilmişlerdir.
Japonlar İslam’ı Batı dinlerinin bir parçası olarak Japonca yazılmış bir İslami kitabının tercümesiyle İslami öğretilerle 1877 yılında tanıdılar. 1980’li yıllardan önce Müslümanların sayısı azdı.
Japonya’nın Müslüman nüfusunun 100 bin olduğu ve Japon asıllı Müslümanların sayısının da binlere ulaşacağı tahmin ediliyor.
4248446
