IQNA

İslam ümmetinin hafızalarına kazınan ebedi bir miras: Seyyid Hasan Nasrullah

13:22 - February 24, 2025
Haber kodu: 3487095
IQNA - Şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın cenaze töreni kahramanların kaybolmadığını ilan eden insanların hafızasında canlı kaldığının göstergesidir.

El Meyadin sitesinin haberine göre, Mısırlı yazar ve analist İlhami el-Malic, 23 Şubat 2025’te yapılması planlanan şehit Seyyid Hasan Nasrallah’ın cenazesi münasebetiyle bir makele yazdı.

Makalenin bazı bölümleri şöyle:

Seyyid Hasan Nasrallah sadece bir direniş komutanı ya da siyasi lider değildi, ümmetin ruhunun vücut bulmuş hali halkın zulme karşı atan kalbi, baskı ve işgale karşı kınından çekilmiş bir kılıçtı. O, ümmetin şüphe ve korku fırtınaları arasında imanın timsali olmuş ve en zorlu zorluklarla mücadelede yılmayan iradesi, taviz vermeyen, geri adım atmayan istikrar ve azmin simgesiydi.

Konuşmalarının her kelimesi özgürlük yolunda dökülen kanın güvenini taşıyordu, aldığı her tavır direnişe olan sadakatin göstergesiydi.

O geçici bir lider değil, milletin tarihinde bir dönüm noktası, şehadetiyle sona ermeyen, daha sağlam ve güçlü bir şekilde başlayan bir aşamanın sembolüdür.

Nasrallah’ın cenazesi bir şahsa veda değil, ümmetin vicdanında ve dirençli ruhunda tecessüm etmiş bir şahsiyetin onurlandırılmasıdır.

Bu törenin sesi tüm Arap ülkelerinde yankılanacak olup sadece bu yüce şahsiyete saygı duruşu değil, aynı zamanda tüm dünyaya direniş ateşinin hiçbir zaman sönmeyeceğinin ilanı ve direniş komutanlarının kanının bu yolun kesin zafere kadar devam etmesini sağlamaya hizmet edeceği mesajını vermektedir.

Arap başkentlerinin özellikle El Ezher Camii ve Şam sokaklarına ve tüm meydanlarına asılan Nasrallah’ın fotoğrafları hala gözlerimizin önünde.  Bu fotoğraflar bir anlık hayranlık ifadesi değil halkın vicdanının ve işgale karşı korkusuzca, tereddütsüz duran ferdlerin var olduğuna olan inancın bir yansımasıydı.

Hizbullah önderliğindeki İslami direniş, Siyonistlerin hegemonyasını parçalayan bir mücadeleye girişti ve taviz ve teslimiyet zamanının bittiğini, tek başına direnişin güç ve onur denklemlerini yaratacağını vurguladı.

Bu şekilde ortaya çıkmak, umutsuzluk zamanlarında bir umut ışığı gibiydi ve gerçek gücün sadece ekipman ve araçlarla değil, aynı zamanda sarsılmaz bir iradede, kararlılık ve tüm susturma çabalarına rağmen susturulmayan bir seste yattığını kanıtladı.

Okyanustan Fars Körfezi’ne kadar Arap milletlerinin Seyyid Hasan Nasrallah’ın televizyona çıkmasını  ve geleceğe güven aşılayan sözlerini nasıl hevesle beklediklerini asla unutmayacağım. Milyonlarca insanın zihninde, onun sözleri direnişin bir tercih değil, özgür milletler için kaçınılmaz bir kader olduğunu vurguladı.

Cemal Abdülnasır’dan bu yana hiçbir Arap lideri bu kadar popüler bir desteğe ve sevgiye sahip olmadı.  Bütün milletler gerçek liderlerin mevki veya unvanla değil, fedakarlıklarıyla yaratıldığını anladı. Bu liderler, umutlarını ve isteklerini temsil ettikleri için halklarına onur verirler ve onları en karanlık zamanlarda istikrarlı adımlarla yönlendirirler.

Nasrallah vizyonu olan sağlam ve demir gibi  bir iradeye sahip ülkesinin bir karış toprağından taviz vermeyen sömürgeci güçlerle tereddüt etmeden mücadele eden bir liderdi. Şehadet anına kadar bu vaadine sadık kalarak direniş bayrağına bağlı kaldı.

Arap milletleri onun liderliğine sevgi ve inanç besleyerek ona ebedi bir lider olarak veda etti. O, milletlerin vicdanında kalacak ve direniş yolunda etkili olmaya devam edecektir.

Seyyid Hasan Nasrallah, Aksa Tufanı Operasyonuna tam destek veren ilk direniş lideriydi ve desteğini sadece sözle değil eylemle de gösterdi ve Kudüs yolunda canını feda etti.

Nasrallah’ın cenaze töreninde milyonlarca kişi Siyonist-Amerikan komploları tarafından yenilmemiş ve hayatının son anına kadar Filistin’e, Kudüs’e ve Müslüman Ümmetine sadık kalmış bir adama veda etmek için biraraya geldi.

Nasrullah’ın yolu özgür insanların yolu olarak saf kanının özgürlüğe doğru yolculuğu sürdürmek için yenilenmiş bir ilham kaynağı olacağından eminiz.

Onun şehadeti yolun sonu değil, aynı zamanda direniş yolunu aydınlatacak bir ışık ve ömrünü adadığı Filistin meselesinin ortadan kalkmayacağına dair daha zorlu, daha büyük ve daha kararlı bir aşamanın başlangıcıdır.  

Bu millet ömrünü şerefi ve haysiyeti için harcayan insanı asla unutmayacaktır.

4267582

captcha