El-Cezire sitesinin haberine göre, bu okullarda öğrenciler hahamlar ve öğretmenler tarafından dövülüyor ve şiddete maruz kalıyor.
İsrail’deki eğitim sistemi, okul öncesinden üniversiteye kadar öğrencilere Yahudi dini eğitimini dayatan dünyadaki tek eğitim sistemidir.
Haaretz gazetesi, bir belgesel filim eşliğinde, dini okullardaki hahamlar ve öğretmenler tarafından çocuklara yönelik istismarı ve öğrencilerin haklarının ihlal edilmesi konusunu ele aldı.
Bu rapor Haaretz muhabiri Ido David Cohen tarafından hazırlanmış olup Haredi dini okullarındaki (ultra-Ortodoks Yahudiler) öğretmenlerin, öğrencilere Yahudi dini öğretilerini öğretirken çocukları cezalandırmak için kemer, çekiç veya cetvel gibi her türlü yöntemi kullandıkları belirtiliyor.
İsrailli yönetmen ve yapımcı Mini Philip, “Hiçbir Çocuk Hayatta Kalmasın” adlı yeni belgeselinde bu okullarda yaşadığı kişisel deneyimi ve çocukluğunda yaşadığı acıları dile getirdi.
Philip, 1970’li yıllarda Haredi okullarında uygulanan şiddet yöntemlerini tam olarak hatırlamasa da, bu zulmün vücudunda bıraktığı yara izlerinin çok iyi farkında.
Philip, sınıf arkadaşları arasında fiziksel olarak en zayıf öğrenci olduğunu ve geçici olarak hafızası kayboluncaya ve bu durum 8 yıl devam edene kadar nasıl dövüldüğünü ve zorbalığa maruz kaldığını hatırlıyor.
“Hiçbir Çocuk Hayatta Kalmasın” adlı son belgeselinde aşırılık yanlısı Haredi toplumunda planlanan şiddete ilişkin sert bir suçlama sunuyor. Onlarca yıldır sessiz kalan birçok çocuğu temsil edecek şekilde, daha fazla anıya sahip olan 11 kurbanın kendisine yardım ettiğini söylüyor.
Bu kurbanlar, bu filmde günlük taciz ve şiddet içeren davranışlara ilişkin kişisel deneyimlerini yeniden yarattılar.
Philip, çocukları dövmenin ve kötü muamelenin çocuğun bağımsızlığını tamamen ortadan kaldırdığına dikkat çekiyor.
David Cohen raporunda Philip’in aşırı Haredi topluluğu tarafından kovulmadan önce başarılı bir Haredi şarkıcısı olduğunu yazdı.
Philip, Tel Aviv’de sinema eğitimini tamamladıktan sonra ‘Günahkar’ adında bir kısa film çekti. Filimde 13 yaşında bir erkek çocuğunun dini bir okulda eğitim alırken bir öğretmen tarafından cinsel saldırısına uğramasını konu alıyordu.
‘Günahkar’ filmindeki bazı sahnelerin, Yahudi dini okullarından birinde öğrenciyken başına geldiğini söyleyen Philip bu filmle, 2009 yılında Venedik Film Festivali’nde Avrupa’nın en iyi kısa filmi ödülünü kazandığını söyledi.
Tüm bunların bilinmesine rağmen ultra-Ortadoks Yahudi toplumunda pek çok ebeveyn dini okullardaki eğitim sisteminden memnun gibi görünüyor.
Filmde ayrıca Batı ve Avrupalı Yahudi (Aşkenazi) okullarında Doğu Yahudisi (Sefarad) çocuklarına yönelik kötü muamele de gösteriliyor.
Philip, bu aşırı dini okullardaki toplu deneyimin tüm toplumu, üyelerinin birbirleriyle bağlantı kuramayacağı ve kendilerini güvende hissedemeyecekleri şekilde şekillendireceğine inanıyor.
4271264