İsrail’in nükleerde teknolojik omurgası olan Weizmann Enstitüsü vuruldu
El Mukaveme sitesinin haberine göre, adı geçen enstitü Siyonist rejimin ulusal güvenlik altyapısının önemli bir parçası olup işgalci rejimin savaşlardaki karmaşık askeri operasyonları desteklemede kilit rol oynayan bir kurumdur.
İsrail basınının, ülkenin “teknolojik omurgası” ve “stratejik üssü” olarak nitelediği enstitü, fizik, kimya ve biyoloji gibi temel bilimlerdeki araştırmalarıyla tanınıyor.
İran’nın Weizmann Bilim ve Araştırma Enstitüsü’ne düzenlediği füze saldırısı, birçok İsrailli uzmana göre rastgele bir olay değil, rejimin en önemli bilim ve teknoloji merkezlerinden birini vurmayı amaçlayan hedefli bir eylemdi. Çünkü bu merkez işgalci rejimin bilimsel ve teknolojik üstünlüğünün sembolü olarak görülüyordu.
Saldırı, kompleksin binalarına, laboratuvarlarına ve hassas ekipmanlarına benzeri görülmemiş bir zarar verdi. Bunun yanısıra onlarca yıllık araştırma ve geliştirme çalışmaları bir anda küle döndü.
Olaydan sonra yayınlanan görüntülerde yanmış binalar, kırık camlar ve yıkılan elektrik hatları görüldü. Araştırmacılar felaketin gerçek boyutunu ortaya koymaya başladıkça hasarın boyutu daha da netleşti.
Moleküler hücre biyoloji bölümünden profesör Eldad Tesahur, 22 yıldır evi olarak gördüğü laboratuvarı alevler içinde gördüğünü, üç katın tamamen çöktüğünü ve tarih, bilim, görüntüler, notlar, herşeyin yok olduğunu söyledi.
“Kalp hastalıkları konusunda uzmanlaşmış laboratuvar, binlerce insan ve hayvan kalp örneğini barındırıyordu ve bunların hepsi yok edildi. “ dedi.
Tesahur bunu yeri doldurulamaz bir bilimsel arşivin de yok olması olarak tanımladı.
Bilgisayar Bilimleri bölümünde ise Profesör Eran Segal’in laboratuvarı doğrudan hedef alındı. Yapay zeka tabanlı tıbbi projeler üzerinde çalışan 50 kişilik ekibi, binlerce değerli biyolojik örneği kritik koşullardaki diğer laboratuvarlara taşımaya çalıştı.
Biyokimya Fakültesi profesörü Shariel Fleishman, hassas laboratuvar altyapısının zarar gördüğünü vurguladı.
Ayrıca saldırıda moleküler görüntüleme ve yapay zeka kullanarak kanser tümörlerinin hücresel bağışıklık haritalaması üzerine çalışan Light Crane’nin Laboratuvari da tamamen yok oldu.
Weizmann Bilim Enstitüsü Dimona’nın nükleer araştırma ve insan kaynakları altyapısı olarak da biliniyor.
“İsrail nükleer programının babası” olarak bilinen Ernest David Bergman, daha önce Dimona nükleer programını başlatmak ve geliştirmek için Weizmann Enstitüsü’nün insan kaynaklarını ve altyapısını kullanmıştı.
Weizmann Enstitüsü askeri projelerde, ileri silah ve askeri teknolojilerin araştırma ve geliştirilmesinde, yapay zekada ve siber güvenlikte önemli rol oynuyor.
İsrailli bilim insanı Ernst David Bergmann aynı zamanda İsrail “nükleer programının babası” olarak kabul ediliyor.
Bu enstitünün israil ordusuna sağladığı hizmetlerden bazıları şunlardır: Gözetleme ve izleme sistemleri, yapay zeka sistemleri, kapsamlı istihbarat verilerinin analizi, hassas güdüm ve izleme sistemlerinin iyileştirilmesi, GPS yerine hassas navigasyon sistemlerinin geliştirilmesi, askeri uydu sistemlerinin desteklenmesi, askeri kodların korunması, düşman sistemlerinin hacklenmesi, nükleer teknoloji ve benzeri enerjiler alanında araştırma sağlanması
4289220
