İran’nın İsrail saldırılarına karşı savunması Kur’an ilkelerine dayanmaktadır
Sana Üniversitesi Siyaset Sosyolojisi Profesörü Abdulmalik Muhammed İsa, IQNA’ya verdiği ropörtajda İran’nın İsrail’in saldırılarına karşı cevabının kendini savunmayı, zulüm ve zorbalığa karşı koymayı emreden Kur’an ilkeleriyle uyumlu olduğunu söyledi.
Bakara suresi 190. ayetini zikretti: “Size karşı savaşanlarla siz de Allah yolunda savaşın, fakat aşırılığa sapmayın; Allah aşırılığa sapanları sevmez.”
Ayrıca Şûra suresi 41. ayeti: “Haksızlığa uğradığı için karşılık verenlere gelince, onlar aleyhine bir yol tutulamaz.”
Muhammed İsa, İran’nın tepkisinin ölçülü ve caydırıcı olduğunu belirterek bu cevabın haksızlığı kabul etmeyen, onur ve şerefinden taviz vermeyen, aksine saldırganlığa karşı sabırla, bilinçle ve dikkatle karşılık veren İslami esaslara dayandığını ifade etti.
Yemenli profesör , Güvenlik Konseyi gerekli önlemleri alana kadar silahlı saldırı halinde ulusların meşru müdafaa hakkını tanıyan BM Şartı’nın 51. maddesine de değinerek İsrail’in İran islam Cumhuriyeti’nin doğrudan egemenliğine saldırdığını söyledi.
İran’nın cevabının sadece dini ve ahlaki bir hak çerçevesinde değil aynı zamanda uluslararası çerçevelere göre de tamaman yasal olduğunu ekledi.
Sana üniversitesi öğretim görevlisi, Müslümanların ve özgür dünya halklarının görevinin sözlü kınamanın ötesine geçerek kapsamlı pratik bir duruş sergilemeleri gerektiğini belirterek dört temel önlemi sıraladı:
1-İşgalci rejime siyasi ve ekonomik yaptırımlar uygulamak.
2-Ümmetin onurunu savunmada ön saflarda yer alan direniş güçlerine maddi ve manevi destek sağlamak.
3-İşgalci rejimin suçlarını ifşa etmek için medya ve yasal platformlar aracılığıyla küresel kamuoyunu harekete geçirmek.
4- Siyonist rejimle her türlü normalleşme ve suç ortaklığını reddetmede halkın ve siyasi ve dini aydınların pozisyonlarını birleştirmek.
“Haksızlık karşısında sessiz kalan, o haksızlığa ortak olur. Gerçek insani duruş katilin yanında değil, mazlumun yanında olmayı gerektirir” dedi.
Ayrıca İsrail’in kırmızı çizgiyi geçerek İran’nın nükleer tesislerine saldırısının uluslararası barış ve güvenliğe yönelik bir tehdit olduğunu söyledi.
İsa, bu aşamada eylemsizliğin suça ortaklık anlamında görüldüğünü ve bağımsız ülkelerin uluslararası kurumlara olan güvenini zedelediğini ifade etti.
Ayrıca Siyonist rejimin saldırılarının İİT ve Arap Birliği tarafından kınanmasının yeterli olmadığını belirterek bunun çoğu zaman gerçek görevlerden kaçmanın bir yolu haline geldiğini dile getirdi.
İran’nın cevabının bölgesel caydırıcılık denkleminde yeni bir sayfa açtığını belirten Abdulmelik Muhammed İsa Al-i İmrân suresi 139. ayetini zikretti: “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.”
4290120
