El Cezire’nin haberine göre, kötü şöhretli bir ailede dünyaya gelen Hollandalı Christian Snook Horgronje kısa sürede Hollanda oryantalizminin tarihindeki en tartışmalı isimlerden biri haline geldi.
Christian, skandallarla dolu bir kilise ailesinde doğdu. Babası, başka bir rahibin kızıyla kaçan ve hamile karısını terk eden bir rahipti. suçluluk ve utanç gölgesinde büyüdü, ancak bilgiye meraklıydı. Arapça ve İslam’a ilgi duydu.
Birden fazla kez evlendi, çocuklarını Doğu’da bıraktı ve ardından Leiden’a Arapça profesörü olarak döndü. Ancak sonu çok düşündürücü oldu. Haziran 1936’da, İslami usullere göre, ailesinden uzakta toprağa verildi.
Christian Snook Horgronje, 1857 yılında Güney Hollanda'nın Oosterhout kentinde doğdu ve 1874 yılında Leiden Üniversitesi'nde teoloji bölümünde eğitimine başladı. 1880 yılında “Mekke’deki Törenler ve Kutlamalar” konulu teziyle doktorasını aldı. 1881’de Hollanda Sömürge Hizmetleri Eğitim Enstitüsü’nde çalışmaya başladı ve İslam ve Arap kültürlerine olan ilgisi burada başladı.
Arapça'yı akıcı bir şekilde konuşan Christian Snook bir oryantalist olarak, Müslüman yaşamını yakından incelemek için kılık değiştirerek Mekke ve Medine’ye seyahat etti.
Arap diline ve İslam dünyasına ilgisi olan akademisyen Hollanda'nın Leiden şehrinden aldığı Abdul Gaffar El-Aydani takma adıyla Mekke’ye seyahat etti, hacılar arasında yaşadı, gizlice Kabe’nin fotoğrafını çekti. Bu macera, bir akademisyenin hayatından çok bir casusluk hikâyesine benziyordu.
Endonezya'daki Krakatoa yanardağının 1883’te patlamasının ardından Hollandalı yetkililer, Hollanda Doğu Hint Adaları’nda bir İslam devriminden korktular. Cidde'deki Hollanda konsolosu Johan Kruit, Mekke'ye sızıp Endonezyalı hacıları gözetlemek için Hollandalı bir casus gönderme fikrini ortaya attı.
Genç Christian Snook Leiden Üniversitesi’nde İslam üzerine çalışırken Hollanda Dışişleri Bakanlığı’ndan, casus olarak Arap Yarımadası’na seyahat etmesi için beklenmedik bir teklif aldı. Mekke’de hacılarla birlikte yedi içti ancak gerçekte Hollanda hükümetine raporlar hazırlıyordu. Hollanda’dan gelen hacıları izliyor, devrim belirtileri gösterip göstermediklerini anlamaya çalışıyordu.
28 Ağustos 1884’te, 27 yaşındaki Hollandalı Snook, Cidde’ye iki görevle geldi: akademik araştırma ve Hollanda hükümeti adına casusluk.
Araştırmalarda bulunmak üzere 1884’te Cidde’ye gitti ve burada beş ay kalmasının ardından kadı ve diğer ulemânın huzurunda müslüman olduğunu söyleyerek Abdülgaffâr adını aldı. Daha sonra Hicaz Valisi Topal Osman Nûri Paşa’nın yazılı izniyle Mekke’ye girdi ve buradaki mahallî ulemâ ile ilişki kurdu.
Christian, Kabe, Mescid-i Haram ve şehrin bazı bölgelerinin fotoğraflarını çektiği 4 kilogramlık bir fotoğraf makinesi taşıyordu. Mescid-i Haram’ın içinden Duha soresinin okunduğu ilk Kur’an tilavetini kaydetti.
Bu nadir belgeleri Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’ne gönderdi ve bunlar Mekke’nin toplumu, mimarisi ve dini ritüelleri hakkında eşsiz bir referans haline geldi.
Kılık değiştirmede o kadar ustaydı ki, birçok kişi onu kendilerinden biri sanıyordu. “Abdul Gaffar” adını taşıyan adam, tövbekâr bir hacı değil, her şeyi gözlemleyip kaydeden oryantalist bir casustu.
1881’den kalma Mekke fotoğrafı
Mekke'ye giriş şekli büyük tartışmalara yol açtı. Bazıları onu bir hain ve İslam’a talip olarak nitelendirirken, bazıları da şehre girmenin tek yolunun bu olduğunu savunarak onu savundu.
Mekke toplumunda uyun içinde yaşamasına rağmen mektuplarında Arapları dar görüşlü insanlar olarak nitelendirmesi, onun bilimsel araştırmaları ile siyasi faaliyetleri arasında ikili bir duruş sergilediğini göstermektedir.
Hurgronje, 1915 yılında “Almanya’da Yapılan Kutsal Savaş” başlıklı makalesini yayınlayarak, 1914’teki cihat ilanının Müslümanların iç kararı değil, Alman oryantalistlerin ve Avrupalı güçlerin etkisinin bir sonucu olduğunu ileri sürmüştür.
Cihadın 1908 Türk Meşrutiyet Devrimi ile fiilen sona eren bir ortaçağ olgusu olduğunu düşünüyordu.
Kral Suud'un, Hurgronje eşliğinde Leiden Üniversitesi’ni ziyareti
Horgronje, Mekke’den sonra Hollanda Doğu Hint Adaları hükümetine danışman oldu ve Açe Savaşı’nda (1914-1973) önemli bir rol oynadı. İslam kültürü bilgisini kullanarak yerel seçkinleri ikna etti ve silahlı direnişi azalttı.
Daha sonra Hollanda’ya dönerek Leiden Üniversitesi’nde Arapça, Açe dili ve İslam eğitimi dersleri verdi. Araştırmalarını yayınlamaya devam etti.
İslam ve Batı çalışmaları tarihinde unutulmaz bir iz bırakan Christian Snook Horgronje Haziran 1936’da, Leiden’da vefat etti.
Cenazesi tam bir çelişkiye imza attı. İslami usullere göre, karısı veya kızı olmadan sade bir mezara gömüldü. İsteği üzerine cenazesine sadece arkadaşlarından biri katıldı. Sanki sonuna kadar “gizli bir Müslüman” olarak kalmak, iki dünya arasında yaşamak ama ikisine de tam anlamıyla ait olmamak istiyordu.
Philippe Droghi’nin “Hac Yolcusu” adlı kitabında Horgrunier, yalnızca akademik bir araştırmacı olarak değil, aynı zamanda hikayesi bir casus romanını andıran, inançla aldatmaca, Doğu ile Batı, bilimle siyaset arasında sıkışmış bir adam olarak karşımıza çıkar.
4305383