Habere göre, resmi verilere göre, İsrail işgal ordusu Gazze Şeridi'ndeki 1.244 camiden 835'ten fazlasını tamamen, 180'den fazlasını ise kısmen yıktı.
İşgalci, rejimin sürdürdüğü soykırım savaşı, insanlara ve evlere hiçbir merhamet göstermemiş, yıkıcı makineleriyle yüzyıllardır Gazze Şeridi’nin kimliğini ve tarihsel derinliğini simgeleyen tarihi ve kadim minareleri ve camileri hedef almıştır.
Binlerce sivilin hayatını kaybetmesi ve evlerin enkaza dönüşmesinin yanı sıra, hedef alınan camiler ve minareler de bugün harabe halindedir.
Birçoğunun tarihi Memlükler ve Osmanlı dönemlerine uzanan camiler, Gazze’nin kimliğini yansıtan en önemli mimari yapılar arasında yer alıyordu.
İsrail'in 7 Ekim 2023'te yıkıcı savaşın başlamasından bu yana hedef aldığı en önemli camiler şunlardır:
Büyük Ömeri Camii
İsrail'in hedef aldığı tarihi camilerden biri de Gazze'deki Memlüklü ve Osmanlı döneminin mimari özellikleriyle dikkati çeken Büyük Ömeri Camisi oldu.
Yaklaşık 1400 yıllık cami, Gazze'deki en büyük cami, Filistin genelinde ise Kudüs'teki Mescid-i Aksa ve Akka'daki Ahmed Cezzar Paşa Camisi'nden sonra 3. büyük cami özelliğini taşıyor.
İsrail saldırısı öncesinde avlusuyla yaklaşık 5 bin 300 metrekarelik alana kurulu cami, 38 mermer sütunuyla farklı dönemlerin mimari güzelliğini yansıtıyordu.
Gazze'deki Filistinlilerin "Küçük Mescid-i Aksa" olarak da tanımladığı cami, İsrail tarafından hedef alınarak büyük oranda yıkıldı.
Bu cami, tarih boyunca depremler ve Haçlı Seferleri nedeniyle defalarca yıkılmış ve Memlük döneminden Osmanlı dönemine kadar farklı dönemlerde yeniden inşa edilmiştir.
I.Dünya Savaşı sırasında tekrar yıkılmış ve 1925'te yeniden inşa edilmiş, ardından mevcut savaşta Siyonist rejimin hedefi haline gelmiştir.
Seyyid Haşim Cami
Seyyid Haşim Cami, Gazze kentinin doğusundaki Ed-Derac Mahallesinde bulunuyor.
Hz. Muhammed'in büyük dedesi Haşim bin Abdulmenaf'ın mezarının bulunduğu yere yapılan Seyyid Haşim Cami ve türbe nedeniyle kent "Haşim’in Gazzesi" olarak adlandırılıyor.
Cami, 7 Aralık 2023'te İsrail savaş uçaklarının bombalaması sonucu ağır hasar gördü.
Katib Vilayet Camii
Tarihi Memlükler dönemine uzanan Katib Vilayet Camisi, Porphyrius Kilisesi ile aynı duvarı paylaşıyor ve Gazze'deki önemli arkeolojik camilerden biri olarak kabul ediliyor.
Memlük Sultanı Nasır Muhammed bin Kalavun’un (1309–1341) üçüncü saltanatı döneminde inşa edilen Katib Vilayet Cami, 17 Ekim 2023'te İsrail topçu bombardımanına maruz kaldı ve ağır hasar aldı.
Katib Vilayet Camii’nin yıkılmadan önceki hali
İbn Osman Camii
Gazze’nin en büyük ikinci tarihi camisi olan İbn Osman Cami, Nabluslu Ahmed bin Osman tarafından 14. yüzyılda inşa edildi.
Şucaiyye Mahallesi’ndeki eski Pazar Meydanı’nda yer alan cami yaklaşık 2000 metrekarelik bir alana sahip.
Memlük mimarisinin zarif örneklerinden biri olarak kabul edilen cami, İsrail saldırıları sonucu büyük hasar gördü.
İbn Osman Camii'nin yıkılmadan önceki ve sonraki görünümü
Ali b. Mervan camii
Gazze’nin doğusundaki Tuffah Mahallesi’nde, eski şehrin surlarının dışında yer alan cami, adını burada defnedilen veli Şeyh Ali bin Mervan’dan alıyor.
Yaklaşık 320 metrekare büyüklüğündeki cami Memlük döneminde 1371 yılında inşa edildi.
Yüzyıllar boyunca birçok kez yenilenerek Gazze halkının hafızasında derin bir yer edinen cami, İsrail saldırıları sonucu büyük hasar gördü.
Ali bin Mervan Camii'nin yıkımdan önceki ve sonraki görünümü
Zafar Demri Camii
Şucaiyye Mahallesi’nin doğu ucunda, eski şehir bölgesinde yer alan cami, Şihabeddin Zafar Demri tarafından 1361’de inşa ettirildi.
At nalı biçimli kemerli girişi ile dikkat çeken bir mimariye sahip olan 600 metrekare büyüklüğündeki cami, İsrail saldırısında tamamen yıkıldı.
Bardibekiyye Camii (Mahkeme Camii)
Şucaiyye Mahallesi’nde bulunan Bardibekiyye Cami, 1455 yılında Emir Bardibek ed-Devadar tarafından inşa ettirildi.
Başlangıçta bir medrese olarak inşa edilen yapı, Osmanlı döneminde Şer’i Mahkeme olarak kullanıldığı için "Mahkeme Camii" olarak da anılmaktadır.
Yaklaşık 546 metrekare büyüklüğündeki bu tarihi cami de İsrail saldırısında tamamen tahrip edildi.
Seyyide Rukiye Camii (Rukiye Hanım Camii)
Gazze’nin doğusundaki Şucaiyye Mahallesi’nde bulunan bu küçük cami, 174 metrekarelik bir alana sahipti.
İsrail bombardımanı sonucu tamamen yıkılan eserin adını Osmanlı döneminde Gazze’de yaşamış bir kadından aldığı biliniyor.
Binanın adı, Gazze’deki Osmanlı hükümdarlarından birinin eşi olduğu söylenen bir kadından geliyor. Diğerleri ise binanın, Ali bin Mervan Camii yakınında gömülü olan Rukeyye bint Ahmed’e atfedildiğini söylüyor.
Şeyh Osman Kaşgar Camii
Gazze’nin en eski ibadethanelerinden biri olan Şeyh Osman Kaşgar Camisi 1223 yılında inşa edildi. Yalnızca 70 metrekare büyüklüğünde olan cami, Osman Kaşkar isimli bir âlime nispet edilir.
Cami, İran veya Arnavut kökenli olduğu söylenen Şeyh Osman Kaşkar’ın adını taşımaktadır.
Kapısındaki 13. yüzyıla ait taş kitabesiyle ünlü olan cami, İsrail bombardımanında tamamen yıkıldı.
Büyük Han Yunus Camii
Gazze Şeridi’nin güneyinde, adını aldığı kentin en büyük camisi olan Büyük Han Yunus Cami, 1928 yılında inşa edildi.
1954’te genişletilen caminin alanı 3300 metrekareye ulaştı. Genişletme çalışmalarıyla bakım ve onarımı yapılan cami, son İsrail saldırılarında tamamen yıkıldı.
İsrail, ABD’nin desteğiyle 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de soykırım gerçekleştirerek 67.173 şehit ve çoğunluğu çocuk ve kadınlardan oluşan 169.78 yaralı bıraktı. Kıtlık ayrıca 154’ü çocuk olmak üzere 460 Filistinlinin hayatına mal oldu.
Camilerin yıkılması, Siyonistlerin resmi desteğini de arkasına almış durumda. Siyonist rejimin iç güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir, camilerin İsrail’e karşı terörizmin başlıca merkezlerinden biri haline geldiğini iddia ediyor.
Siyonist savaş uçaklarının Gazze’deki Evkaf ve Din İşleri Bakanlığı’nın ana binasını ve Filistin Kulesi’ndeki bu bakanlığa ait Kur’an -ı Kerim Radyosu’nun merkezini de tahrip ettiği not edilmelidir.
İsrail, camilerde kimse yokken camilere saldırmıyor. İsrail uçakları genellikle namaz vakitlerinde camileri tahrip ediyor ve bu da Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerinde yüzlerce kişinin şehit olmasına yol açıyor.
Camileri yıktılar ve bu ibadethaneleri toprak yığınlarına çevirdiler. Yıktıkları her camide onlarca cemaat üyesini ve komşularını yerlerinden ettiler ve etraflarındaki vakıf ve hizmet merkezlerini yok ettiler.
Bu camiler, halkın bir araya geldiği merkezlerdi ve etraflarına hizmet ve geçim tesisleri, konutlar, pazarlar ve okullar inşa edildi.
İsrailli işgalcilerin, caminin Filistinlilerin hayatındaki önemini ve yerini, kimliklerinin ayrılmaz bir parçası olduğunu fark ettikleri için işgalciler, değerlerin ve iradenin yeşerdiği yerler olarak gördükleri camileri hedef almaya karar verdiler.
Yüce allah Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor: Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada rezillik var, âhirette de onlar için büyük azap vardır. (Bakara: 114)
Onlar sırf “Rabbimiz Allah’tır” dediklerinden dolayı haksız yere yurtlarından çıkarılmış kimselerdir. Eğer Allah’ın, insanların bir kısmıyla diğer kısmını engellemesi olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar ve mescidler -ki oralarda Allah’ın adı çokça anılır- yıkılır giderdi. Allah kendi dinine yardım edenlere muhakkak yardım edecektir. Kuşkusuz Allah güçlüdür, mutlak galiptir.(Hac :40)
4309516