IQNA

Müslümanların Fransa’dan göç etmesinin nedeni: İslamofobinin artması

17:32 - October 15, 2025
Haber kodu: 3489207
IQNA - İslamofobik eylemlerde 2025 yılında keskin bir artış yaşanmasıyla birlikte on binlerce Müslüman Fransa’yı terk ediyor ve bu durum ülkenin benimsediği değerlere olan bağlılığını sorgulatıyor.

pillarsuk5 sitesinin haberine göre, İslamafobik olaylardaki %72’lik artış nedeniyle “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” sloganıyla övünen Fransa’da, zehirli ve İslamofobik bir atmosfer oluşmasından dolayı binlerce Müslüman aileyi ülkeyi terk ediyor.

Yeni bir araştırma, 30 bin ila 40 bin kişiden oluşan en az 10 bin Müslüman ailenin, istihdam, eğitim ve kamusal yaşamda sistematik ayrımcılık nedeniyle ülkeyi terk ettiğini ortaya koydu.

Fransa’daki Müslümanların karşı karşıya olduğu zorluklar onların dini ve kültürel görüşlerini hedef alan kısıtlayıcı yasa ve politikalardan kaynaklanmaktadır. 2004 yılından bu yana devlet okullarında başörtüsü ve tüm kamusal alanlarda burka ve peçe takmak yasaklanmış olup kişisel dini tercihler suç haline gelmiştir.

Fransız laikliği  sloganıyla çıkarılan bu yasalar, genellikle ulusal bütünlüğü koruma önlemleri olarak meşrulaştırılarak ve Müslümanları orantısız bir şekilde ötekileştirerek, inanç ve uygulamalarının Fransız kimliğiyle bağdaşmadığını öne sürerler.

Fransız hükümeti, genel kısıtlamaların ötesinde, Müslüman sivil toplumunu dağıtmayı amaçlayan bir “sistematik engelleme” politikası uyguladı. 2018’den bu yana Müslüman toplumunun 55 milyon avroluk varlığına el konuldu.

Bu saldırgan hedefleme, dini kurumların da ötesine geçerek Müslümanların işlettiği her işletmeyi etkiliyor, ekonomik hayatta kalmanın günlük bir mücadele haline geldiği bir ortam yaratıyor.

Müslüman ebeveynler için ise  bu durum daha vahim. Birçok Müslüman ailenin gözdesi olan evde eğitimin fiili olarak yasaklanması, çocuklarını değerlerine uygun şekilde eğitmek isteyenler için hayati bir seçeneği ortadan kaldırdı.

İslami okullar ise hükümetin sürekli tacizi veya tamamen kapanma tehlikesiyle karşı karşıya oldukları için çoğu kişi için geçerli bir alternatif değil. Ülke genelinde sadece 90 civarında İslami okul bulunuyor.

Devlet okullarında ise katı laik politikalar uygulanıyor. Namaz kılarken yakalanan çocukların sosyal hizmetlere veya polise başvurduklarına dair haberler var. Bu tür önlemler korkutucu bir mesaj veriyor: Müslüman kimliği Fransız eğitim sisteminde hoş karşılanmıyor.

Bu sistematik dışlamanın neticesinde çocuklarını dindar Müslümanlar olarak yetiştirmek isteyen ebeveynler, Fransayı terkederek inançlarıyla çelişmeyen eğitim kurumlarının bulunduğu ülkelere gitmeyi düşünüyorlar.

Araştırmacıların bulguları, bu göçün yalnızca iş ayrımcılığıyla ilgili olmadığını aynı zamanda çocuklarının zulüm veya zorla işe alınma korkusu olmadan büyüyebileceği bir geleceği güvence altına almakla ilgili olduğunu gösteriyor.

Ancak Müslüman toplulukların yaygın bir şekilde hedef alınması daha geniş bir kültürel silme gündemini yansıtıyor. Örneğin Filistin yanlısı konuşmalarda “intifada” gibi terimler kullanan aktivistlerin yargılanması gibi.

Müslümanların sesini susturan ve kamusal hayata katılımlarını kısıtlayan devlet tacizleri  de mevcutttur. Örgütlerin kapatılması, mal varlıklarına el konulması...vb

Tüm bu baskılara rağmen 2021’den bu yana, var olma ve kendilerini ifade etme haklarını savunan yeni Müslüman sesler ortaya çıktı. Fransa’daki Müslüman hakları mücadelesi sadece hayatta kalmakla ilgili değil, aynı zamanda onları ötekileştirmeye çalışan bir toplumda inisiyatiflerini geri kazanma gerçeğini gözler önüne seriyor.

Bu nedenle dayanışma hayati bir araç haline geliyor. Fransa’da kamusal alanda yer almak, Müslüman söylemlerini güçlendirmek ve sistematik baskıya karşı koymak için koalisyonlar kurmak hayati önem taşıyor.

Yurt dışında yaşayanlar için, dil engelini aşmak da çok önemli. Taban örgütlerinin çalışmalarını takip ederek, küresel kitleler riskleri daha iyi anlayabilir ve değişimi savunabilir.

4310706

captcha