IQNA

Nasır Ebu Şerif’in Iqna ile ropörtajı:

Yeni bir kuşatmanın koşulu olarak “silahsızlanma”yı kabul etmiyoruz

9:34 - October 23, 2025
Haber kodu: 3489285
IQNA - Filistin İslami Cihat Hareketi’nin İran temsilcisi, Gazze savaşının sona ermesiyle direnişin durmayacağını belirterek, Filistin direniş hareketinin silahsızlandırılması yönündeki görüşmeleri reddetti.

Hamas ile İsrail rejimi arasında Gazze Şeridi’nde varılan ateşkes anlaşmasının ardından IQNA’ya konuşan Nasır Ebu Şerif, “Silahsızlanma’nın yeni bir kuşatma biçimi oluşturan bir ön koşul haline getirilmesini kabul etmiyoruz. Herhangi bir güvenlik düzenlemesi, kuşatma altındaki mağdurlara dayatılan bir ateşkes çerçevesinde değil, işgalin sona ermesini garanti altına alan adil bir barış çerçevesinde tartışılmalıdır.” dedi.

Ropörtaj metni şöyle:

IQNA - Araplar, ABD Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı barış planına ve ABD’nin rolüne resmen güveniyor mu? Bu girişimin gerçek siyasi perspektifi nedir? Bu plan, destekçilerinin iddia ettiği gibi savaşı gerçekten durdurup barışı sağlayabilir mi?

--Şimdiye kadar, tarihi bir anlaşmadan ziyade kontrollü bir sükunetle karşı karşıyayız: geçici bir ateşkes, esir değişimi ve sınırlı yardımlar, anlaşmanın ihlalleri için cezalandırıcı yaptırım mekanizmaları içermeyen genel bir yol haritası. Şerm el-Şeyh’teki imzalar ve bildiriler bile, çatışmanın iki tarafı arasında bağlayıcı bir anlaşma değil, arabulucular (Washington, Kahire, Doha, Ankara) tarafından desteklenen mutabakatlar şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla, bu anlaşmanın asıl amacı, İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı kaldırma, tamamen geri çekilme ve apolitik bir yeniden yapılanma için bağlayıcı bir planla desteklenmediği sürece, köklü bir çözüm değil, kriz yönetimidir. Raporlar, uygulamanın ilk saatlerinden itibaren kırılganlığını gösteriyor.

IQNA - Şerm el-Şeyh anlaşması üç temel maddeyi içeriyordu: Gazze’den askerlerin çekilmesi, yardımların girişi ve esir değişimi. “Hamas'ın silahsızlandırılması” konusuna henüz ulaşamadık. Bu, anlaşmanın önünde bir engel teşkil edecek mi? İsrail’in geçmişi göz önüne alındığında, anlaşmanın ihlal edilmesini bekleyebilir miyiz?

--Trump’ın konuşmasında “silahsızlanma” açıkça bir koşul olarak belirtiliyor, hatta “gönüllü” bir eylemde bulunulmaması halinde güç kullanma tehdidi bile var. Bu koşul, adil bir hukuki-siyasi süreç yürütülmeden tartışılırsa yıkıcı bir koşul. Anlaşmanın ihlaline gelince, bunun işaretleri başladı: İsrail, esirlerin teslimatının yavaş ilerlemesini gerekçe göstererek, değişim anlaşmasında zaman dilimleri ve kademeli bir süreç öngörülmüş olmasına rağmen, yardım taşıyan kamyonların sayısını yarıya indireceğini duyurdu. Bu davranış, anlaşmanın insani boyutunu tehdit ediyor ve işgalcilerin vaatlerine güvenmek yerine tarafsız izleme mekanizmaları ve garantilere duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Bizim tutumumuz, kuşatma altındaki halk için güvenlik düzenlemelerinin ön koşullarının olmadığı ve güvenlik düzenlemelerinden söz edilmesinin Gazze’nin yaşam, özgürlük ve yeniden inşası hakkından önce gelmemesi gerektiğidir.

IQNA - Trump bir yandan Nobel Ödülü’nü kazanmaya çalışırken, diğer yandan Gazze savaşını sona erdirmeyi ve Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerginliği yatıştırmayı hedefliyordu. Nobel’i alamayınca, “Gazze Barış Planı”nı ciddi bir şekilde ilerletip her iki tarafı da buna uymaya zorlayabilir mi?

-- Washington’un anlaşmayı uygulama yeteneği iki engele karşı karşıya:

Birincisi, kendi içinde bölünmüş olan işgalci rejim, meseleyi siyasallaştırıyor ve iç kaygılara göre hükümlerini değiştiriyor.

İkincisi, planın yapısının kırılganlığı, yani anlaşmanın ihlali durumunda cezalar, yeniden yapılanma için bağlayıcı bir takvim ve geri çekilme gibi tarafsız yaptırım araçlarının eksikliği.

 İhlaller halinde askeri yardımların askıya alınması, ilan edilen günlük sınırlara göre geçişlerin açılması ve BM gözetimindeki kısıtlamalar gibi gerçek bir kaldıraç olmadan, plan kırılgan ve kırılabilir bir ateşkes olarak kalacaktır.

Direniş noktasından baktığımızda, herkesi buna uymaya zorlamak isteyen herkesin, öncelikle işgalcileri geri çekilme için net bir takvime, yeniden yapılanma için yasal bir mali koridora ve siyasi şantaj olmaksızın geçişlerin yeniden açılmasına zorlaması gerektiğini söylüyoruz.

IQNA - Ateşkesin ardından düşman Gazze’den tamamen çekilmeyi taahhüt edecek mi? Washington dürüst bir arabulucu mu ve Trump bu anlaşmanın garantörü mü?

--Deneyimler, işgalcilerin geri çekilmelerinin genellikle geçici ve taktiksel olduğunu göstermektedir. Tampon bölgelerin varlığı, kontrollü geçişler ve değişen güvenlik önlemleri, bu iddianın işaretleri arasındadır. Ateşkes ilan edildikten sonra bile İsrail, yardımları mutabık kalınan miktarın ötesine taşıdı ve cenazelerin teslimi için baskı yapmaya devam etti.

Bu nedenle, Washington’ı dürüst bir arabulucu olarak görmüyoruz; Washington, “mağdura baskı yapan bir arabulucu”dan, işgalciler anlaşmayı ihlal ettiğinde onları frenleyen bir arabulucuya dönüşmediği sürece taraflı bir taraftır. Trump’a gelince, onun rolü taktiksel, gösteriş ve boş vaatlerden ibaret, bağlayıcı yasal garantilerden değil. Gerçek garanti, birleşik bir Filistin duruşu, güçlü bölgesel destek ve geçişler, geri çekilme ve yeniden yapılanma için bağlayıcı bir uluslararası izleme mekanizmasıdır.

IQNA - Herkes savaşın Filistin krizinin doğasını ve manzarasını değiştirdiğini kabul ediyor. Geçmiş savaşın sonuçları ışığında bir sonraki aşamanın özellikleri nelerdir?

-- Mahkumlar ve naaşlara gelince, hayatta olan tüm İsrailli mahkumlar değişim anlaşması kapsamında ve ölenlerin naaşlarını içeren dört tabut da kalan mahkumların tesliminin tamamlanması yönünde açık bir taahhütle teslim edildi. Ancak, sahadaki sorunlar (ağır moloz, kirli alanlar, ekipman eksikliği) süreci karmaşıklaştırıyor ve muhtemelen uzatıyor. Kızılhaç da bunu kabul ediyor. Bu nedenle, bu konu insani şantaj veya yardımları azaltmak için kullanılmamalıdır.

Önümüzdeki günlerin barışı ve düzenlemeleri konusunda ise, geleceğin sorunu geçişler, yardımlar, yeniden yapılanma ve bunları yönetecek kişiler olacak. Uluslararası veya bölgesel denetim altında teknokrat bir yönetim kurma girişimi olacak. Bizim tutumumuz, genel iradeden ve halkımızın kendi kaderini tayin hakkından kaynaklanmayan herhangi bir düzenlemenin zayıf olacağı yönündedir.

Yeniden yapılanma konusunda, yüksek maliyet tahminleri ve bütçeleri siyasi koşullara bağlama baskısı tartışmalı bir konu olacaktır. Stratejimiz, finansman yollarının yasal koruma altında olmasını, bağımsız teknik denetim yapılmasını ve gıda, ilaç ve konutun siyasallaştırılmasının suç sayılmasını, su/elektrik/hastaneler gibi kritik altyapının yeniden yapılandırılşmasını en önemli öncelik olarak görmektir.

Caydırıcılık ve “silahsızlanma”nın anlamı arasındaki dengeyi göz önünde bulundurarak, “silahsızlanmanın” kuşatmanın yeniden tesis edilmesinin ön koşulu haline gelmesini kabul etmiyoruz. Herhangi bir güvenlik düzenlemesi, kuşatma altındaki mağdura dayatılan bir ateşkes çerçevesinde değil, işgalin sona ermesini garanti altına alan adil bir barış çerçevesinde tartışılmalıdır.

Bu ateşkesin bölgesel ve uluslararası perspektifi, bizim bakış açımıza göre, bu planın savunucularının “adaletsiz istikrar” istediğidir. Bu duruma bir Filistin planıyla karşılık vereceğiz: işgal ve kuşatmanın sona ermesi, tutukluların serbest bırakılması, koşulsuz yeniden yapılanma ve kendi kaderini tayin hakkı. Bu temel ilkeleri tanımayan her yol, ilk saha testinde başarısızlığa uğrayacaktır.

Bu girişim taktiksel bir ateşkes sağlayabilir, ancak koşulsuz geri çekilme, kuşatmanın kaldırılması ve yeniden yapılanma konusunda bağlayıcı garantiler olmadan stratejik bir barışa yol açmayacaktır.

Rehineler meselesi sona erdi ve kalan Filistinli tutsaklar, yardımları azaltarak toplu cezalandırma aracı haline getirilmemesi gereken karmaşık bir insani sorun olmaya devam ediyor. Yeniden yapılanma mücadelesi bir sonraki gerçek sınav ve adil bir çerçeve olmadan kriz yeni biçimlerde yeniden ortaya çıkacak.

 IQNA - Askeri operasyonların sona ermesinin ardından Filistin mücadelesi durdurulmalı mı, devam etmeli mi? Devam edecekse, nasıl ve hangi cephelerde?

-- Direniş durmayacak, yeni araçlar kullanılarak daha geniş alanlara yayılacak. Kısa yol haritası şunları içeriyor:

Hukuki mücadele: Suçların sistematik olarak belgelenmesi (isim/saat/koordinat), Uluslararası Ceza Mahkemesi ve evrensel yargı nezdinde dava açılması, bağlayıcı anlaşmalarla yeniden yapılanmanın gasptan korunması.

Siyasi mücadele: Minimalist bir platformda birlik (işgal ve kuşatmanın sonlandırılması, koşulsuz yeniden inşa, esir ve ölenlerin naaslarının değişimi, kendi kaderini tayin hakkı) ve halkın iradesi ve şeffaf denetimle “ertesi gün”ün yönetilmesi.

Anlatılar ve medya alanında mücadele: Görsel arşivler ve belgesel tanıklıklar aracılığıyla kamuoyunu şekillendirmek ve şeyleri isimleriyle (işgal/kuşatma/açlık) çağıran ve dünyaya kendi dilleriyle hitap eden bir söylem.

Ahlaki mücadele: Hedefin özgünlüğünü ve araçların dürüstlüğünü ortaya koyuyoruz; sivilleri korumak, onurlu bir yardım sağlamak ve kamu bütçelerinde şeffaflık - ahlak, anlatının garantisidir.

Onurlu bir yaşam hakkı için mücadelelesi: Kuşatmanın tamamen kaldırılması ve geçişlerin açılması, hayati altyapının  yeniden sağlanması ve tutukluların davasının gasp edilmeden kalıcı bir öncelik haline getirilmesi.

Onur ve izzetimizi koruyan silahlarımızı bırakmayacağız. Bugün, hukuk, diyalog ve hakikat mantığını öneriyoruz. Zafer, moloz yığınları ve enkazı yaşanacak bir yere dönüştüren uzun bir farkındalık, disiplin ve günlük inşa yolculuğudur.

4311623

captcha