
Mary Thurlkill, Mississippi Üniversitesi’nde din bilimleri profesörü ve Orta Çağ’da İslam ve Hristiyanlık tarihi uzmanı olup Lisans ve yüksek lisans derecelerini Arkansas Üniversitesi'nden tarih alanında, doktorasını ise Indiana Üniversitesi'nden Din Bilimleri alanında almıştır. 2003 yılından beri Mississippi Üniversitesi'nde görev yapmaktadır ve bu süre zarfında Hristiyanlık ve İslam'ın karşılaştırmalı incelenmesi üzerine birçok kitap ve çok sayıda makale yayınlamıştır.
Araştırmalarını son zamanlarda hac yolculuğu üzerine yoğunlaştırıyor. Yakında üzerinde çalıştığı “Hac Yolculuğuyla dolu Bedenler” adlı kitabında, insanların kutsal mekanları ziyaret ettiklerinde bedenlerinde yaşadıkları ruhsal ve fiziksel deneyimleri ele alıyor.
Aynı halde Thurlkill, “kutsal sesler”, özellikle müzik, ilahiler ve Kur’an okuma ile ilgileniyor. Bir sonraki araştırma projesi, dini geleneklerin “kutsal sesleri” bir şifa yöntemi olarak nasıl kullandığını araştıracak.
Yazarın eserleri arasında yer alan “Kadınlar Arasında Seçilmiş” adlı kitabı, tarihsel analizi toplumsal cinsiyet ve din araştırmalarının araçlarıyla birleştirerek Orta Çağ Hristiyanlığında Hz Meryem’in rolünü, Şiilikte Hz Fatıma’nın (a.s) rolüyle karşılaştırıyor. Hz Meryem tasvirlerinin geç antik çağda Kilise Babaları ve dönemin popüler biyografik yazıları aracılığıyla nasıl yaygınlaştığını inceliyor.
Thurlkill ayrıca, Hz Fatıma’nın (a.s) Orta Doğu genelinde Şii kimliğinin oluşumunda oynadığı merkezi role de ele alarak 11. yüzyılın önde gelen hadis âlimi ve fakihi Muhammed Bakır Meclisi gibi âlimlerin, Hz Fatıma’yı (a.s) Şii kutsal ailesinin bir sembolü ve cennette yüksek bir statüye sahip bir şahsiyet olarak sunarken, aynı zamanda örnek bir anne figürü olarak nasıl sundukları ekseni üzerinde duruyor.
Bu karşılaştırmalı bakış açısı, Şii İslam ve Orta Çağ Hristiyanlığındaki kadın idealine dair önemli bir yaklaşım olup, modern çağda da güncelliğini korumaktadır.
Thurlkill’in çalışmasının güçlü yanlarından biri, onun çok çeşitli disiplinlerden kavramları kullanmasıdır. Bu çalışma, gelecekteki karşılaştırmalı çalışmalar için potansiyel yeni yönleri vurgulamaktadır.
Mary Thurlkill IQNA’ya verdiği ropörtajda Hz. Fatıma'nın (as) kişiliğinden ve günümüz kadınlarının ondan öğrenebileceği dersler konusunda açıklamalarda bulundu. Ropörtajdan bazı alıntılar şöyle:
IQNA - İslam sünnetinin dışından bir araştırmacı olarak, Hz. Fatıma’nın (a.s) kişiliğinin hangi yönü sizi en çok etkiledi ve sizce bugün dinini, ailesini ve ahlakını korumaya çalışan kadınlar (ister Müslüman ister gayrimüslim) onun hayatından neler öğrenebilir?
--Hz Zehra azmin örneğiydi. En zor koşullarda bile ışığıyla her yeri aydınlattı. Erken Hristiyanlıktaki bazı idealize edilmiş evliya tasvirlerinin aksine, İslam geleneği Hz Zehra’yı tüm insanlığıyla tasvir ediyor: Acı, kayıp ve adaletsizlikle mücadele etmiş, ancak inancın nurunu her zaman yansıtmayı başaran bir kadın.
Hz Fatıma’nın hayatı tüm kadınlara ve erkeklere hitap eder. Sadakati, sabrı ve şefkati öğretir. Acı çekmeden yaşamak imkansız ama Hz Fatıma’nın örneğini izleyerek acıya rağman parlayabiliriz.
IQNA - Sizce Hz Meryem ve Hz Fatıma gibi şahsiyetlerin incelenmesi, Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında hatta Batılı ve İslami üniversiteler arasında anlayış köprüsü kurulmasına nasıl yardımcı olabilir?
--Karşılaştırmalı düşünme insan doğasının bir parçasıdır yani etrafımdaki dünyayı öğrenirken, kendi deneyimlerim ve kültürel geçmişim aracılığıyla da anlıyorum. Batı tarihinde Hz. Meryem, saflığın ve merhametin timsali olmuştur. Batılı okuyucular bu ‘anlamları’ Fatıma gibi diğer şahsiyetlerle karşılaştırdıklarında, bunun Hristiyanlık ve İslam’ın ortak etik temellerine işaret ettiğini düşünüyorum.
IQNA - Bazı Müslüman okuyucuların, Batı’nın İslam’daki kutsal şahsiyetlere ilişkin çalışmalarının duyarsız veya aşırı eleştirel olduğunu düşünüyor. Sizce akademik çalışmalara, nesnellikten ödün vermeden nasıl koruyabiliriz?
-- Bu çok önemli bir soru: “karşılaştırmalı din” öğretmeni olarak, derste iki noktayı vurgulamaya çalışıyorum. Birincisi, tüm dini geleneklerde mevcut olan bilgeliği kabul etmek. Bu bağlamda Hucurat suresi 13. ayetini zikretmek isterim: “Ey insanlar! Şüphesiz sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık, tanışasınız diye sizi kavim ve kabilelere ayırdık, Allah katında en değerli olanınız O’na itaatsizlikten en fazla sakınanınızdır. Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir, her şeyden haberdardır.”
Bu ayetin, insan çeşitliliğinin bir engel değil, karşılıklı öğrenme için ilahi bir irade olduğunu gösterdiğini düşünüyorum.
İkinci nokta ise tevazunun çok işe yaradığıdır. Katolik öğretisinde, Kilise’nin Hristiyan olmayanlarla ilişkilerini konu alan Nostra Aetate adlı belgede, hiçbir sistemin veya geleneğin mükemmel olmadığı, aksine insanların mükemmellik için birlikte çabalaması gerektiği vurgulanır.
IQNA - Eğer bugün bu konuyu 2007’den beri öğrendiklerinizle tekrar ele alırsanız, “Kadınlar Arasından Seçilmiş” kitabınızda Hz Fatıma hakkında gözden geçireceğiniz veya değiştirmek isteyeceğiniz birşey var mı? Bu kitabı araştırma ve yazma sürecinde Hz Fatıma hakkındaki anlayışınız gelişti mi?
-- Eğer bugün bu konuyu tekrar ele alacak olsaydım, daha çok Müslümanların Hazreti Fatıma’nın (a.s.) hayatını hem tarihsel hem de çağdaş dünyada nasıl andıklarına odaklanırdım.
2007’de genç bir akademisyen olarak, uluslararası seyahat için çok az param vardı ve temel kaynaklarım kütüphanelerdeki kitaplar ve basılı belgelerdi. Bugün, Hz Fatıma ve ailesi hakkında çevrimiçi sohbet odalarına ve akademik tartışmalara katılabiliyorum.Ayrıca Türkiye, Mısır, Ürdün gibi ülkeler seyahat etmek daha kolay.
Güzel tarihi camileri ziyaret etmek ve Ehl-i Beyt'e saygı duyan erkeklerle ve kadınlarla konuşmak bana çok şey öğretti.
IQNA – Hz Fatıma’yı birkaç kelimeyle özetleyecek olsanız onu nasıl tanımlardınız?
--Hz Fatıma ailesinin sarsılmaz koruyucusu, adaletin savunucusu ve acı çekerken bile Allah’a tümüyle teslim olan bir ruh olarak tanımlardım. Hz Fatıma’nın nuru asla sönmez.
4315631