IQNA

Kur’an-ı Kerim’de istiğfar / 3

Hz Ali ‘nin (a.s) sözlerinde istiğfar

14:49 - December 10, 2025
Haber kodu: 3489776
IQNA – Hz Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Tevbe; kalp ile pişmanlık, dil ile istiğfar, amelde günahı terk etmek ve günahı tekrarlamamayı kararlaştırmaktır”

İmam Ali (a.s.), “İstiğfarın tarifi nedir?” diye soran Kumeyl b. Ziyad’a şöyle buyurmuştur: “Ey Kumeyl! (İstiğfarın tarifi) tevbedir.” Kumeyl, “Bu yeterli midir?” diye sorunca da “Hayır!” diye buyurdu. Kumeyl, “O halde nasıl?” diye sorunca, “Kul bir günah işleyince harekete geçerek ‘Allah'tan bağışlanma dilerim’ demelidir” diye buyurdu. Kumeyl, “Harekete geçmek de ne demek?” diye sorunca şöyle buyurdu: “Dudaklarını ve dilini hareket ettirmeli ve bununla istiğfarın gerçeğine ulaşmayı dilemelidir.” Kumeyl, “Hakikat nedir?” diye sorunca da şöyle buyurdu: “Kalbi ile tasdik etmek, istiğfarda bulunduğu günaha bir daha geri dönmemeye azmetmektir.” Kumeyl, “Böyle yapacak olursa mağfiret dileyenlerden olur mu?” diye sorunca da, “Hayır! Zira sen henüz istiğfarın köküne ulaşmış sayılmazsın” buyurdu. Kumeyl, “İstiğfarın kökü nedir?” diye sorunca da şöyle buyurdu: “Kendisinden dolayı mağfiret dilediğin tevbeye geri dönüştür. Bu ibadet edenlerin (abidlerin) ilk derecesidir. Günahı terk etmek ve istiğfarın altı anlamı vardır.

İlki: Geçmişte yaptığına pişmanlık duymak.

ikincisi: Alıştığın günahı bir daha yapmamak hususunda tam bir kararlılık göstermek.

Üçüncüsü: Üzerinde kul hakkı olmadan temiz bir şekilde Allah’a varmak için mahlûkatın haklarını eda etmek.

Dördüncüsü: Üzerine farz olup da yapmadığın her farizanın hakkını vermeyi kastetmek.

Beşincisi: Haramla beslenip büyüyen etini üzüntülerle derisi kemiğe yapışacak şekilde eritmek ve yeni bir et meydana getirmek.

Altıncısı:  Bedenine günahın tatlılığını tattırdığın gibi, ona itaat elemini de tattırmak…

Bu tarifte istiğfar ve hakiki tevbe, istiğfarla birlikte gelir; ancak İmam’ın istiğfarın hakikati hakkında söylediği gibi, istiğfarın ruhu ve hakikati gönülden yapılan tövbedir. Çünkü insan hatasından pişman olmadıkça, Yüce Allah’tan gerçek anlamda af dileyemez. İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim tövbe etmeden diliyle istiğfar ederse, gerçekte kendisiyle alay etmiş olur.”

Hz Ali (a.s) ‘kalpten pişmanlık’ı tövbenin şartlarından biri olarak kabul etmiştir. Başka bir hadisinde “Pişmanlık, istiğfardır.” der. Hazretin sözleri, gerçeği anlamanın ve tanımlamanın merkezidir ve abartılmış sayılmamalıdır. 

captcha