Kur’anı Kerim hafızı Abbas Haşimi, İran Kur’an Haber Ajansıyla yaptığı röpörtajda Öğrenciler Kur’an Faaliyetleri Kurumunun çabasıyla Dördüncü Devre Uluslararası Müslüman Öğrenciler Kur’an Yarışması hakkında 60 ülkeden fazla ülkenin bu yarışmaya katıldığını ve her ülkenin temsilcisinin aslında İslâm Cumhuriyeti için Büyükelçi olduğunu açıkladı.
O devamında bu rekabete katılan herkesin kendi ülkelerine döndükleri zaman İran İslâm Cumhuriyeti sisteminin Kur’ani yüzünü kendi halklarına açıklamaları için kapasitelerinin olduğunu ve Müslüman Öğrenciler Uluslararası Kur’an Yarışmasının kalite seviyesininde onların İran’a bakış açısında etkili olduğunu söyleyerek bu rekabetlerde seviye nekadar yükselirse bu sistemin Kur’anı Kerimle olan derin ilişkisinin onların zihninde daha çok etkisi olacağını belirtti.
Haşimi, temelde bu rekabetlerde diğer ülkelerden gelen katılımcıların İranlı temsilcilerin çok yüksek seviyede hazır olduklarını kabul ettiklerini hatırlattı.
2011 yılı Vakıflar Uluslararası Kur’an Yarışması birincisi bazı konularda İranlı karilerin kesinlikle Mısırlı hafızlardan öne geçtiğini fakat bu vasıflarla toplumun Kur’ani olmasında mesafelerin mevcut olduğunu ve bunu büyük Liderinde vurguladığı gibi iyi bir Kur’an hafızının aynı zamanda iyi bir mezhebi konuşmacı olacağını ve halkın henüz hafıza bu vizyonu vermediğini açıkladı.
Haşimi, Kur’an hafızının mezhebi bir konuşmacı gibi minbere çıkabileceğini Kur’an ayetini okuyabileceğini, yorumlayabileceğini ve Kur’anın öğretici ve ahlâki noktalarını dinleyicilere açıklayabileceğini belirterek bu durumun bulunmadığını ülkedeki Kur’ani toplulukların ilerlememesi nedeni olarak açıkladı.
Haşimi, kendisine göre özel olarak sorumlular tarafından uygulanan programların daha iyi ve faydalı olduğunu belirterek rekabetlerin bitmesinden bir iki gün sonra katılımcıların İran’da kalarak kültürel programlardan, gezi yerlerinden ve mukaddes yerleri ziyaretten faydalanabileceklerini söyledi.
Son olarak 2011 yılı Vakıflar Uluslararası Kur’an Yarışması birincisi bunun yarışmaya özel bir program yapılması gerektiği anlamına gelmediğini belki eğer bu özel programlar rekabetin sonunda gerçekleşirse öğrenci ve eğitimli katılımcılar arasında etki miktarının daha yukarı olacağını hatırlattı.
1014878