Danıştay kararının ardından müze olmaktan çıkarılıp Diyanet Başkanlığı'na devredilen ve restorasyon çalışmaları devam eden Ayasofya Camisi'nde, 24 Temmuz Cuma günü yapılacak açılış için hazırlıklar sürüyor.
Caminin girişinde müzeye ilişkin tabelaların kaldırılmasının ardından, girişteki bilet satış ve hızlı geçiş yazıları da çıkarıldı.
İbadete açılacak Ayasofya Camii'ndeki hazırlıklar da büyük oranda tamamlandı.
Kıble tespiti yapıldı
Her aşaması merakla takip edilen cami için kıble tespiti de yapıldı. Ayasofya'nın kıblesi nedeniyle alanın her noktasında namaz kılınamayacak. Bununla ilgili en uygun bölümler tespit edilmeye çalışılıyor. Şu ana kadar 9 alan belirlendi. Bu kapsamda da her gün keşif yapılıyor. Tarihi günde kılınacak namaz için sosyal mesafe işaretlemeleri de Fatih Belediyesi tarafından yapılacak.
Ayasofya'nın halısı Manisa'dan
Ayasofya Camii için hazırlanan halı da Manisa'nın Demirci ilçesinde dokunuyor. Gece gündüz çalışmalar sürüyor. Ayasofya camii içerisine halıdan önce keçe konulacak. Özel olarak dokunan halı da onun üzerine serilecek.
İlk cuma namazı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk cuma namazında salgın ile mücadele kapsamında tedbir alınacağını da söyledi. Açılış kapsamında ilk önce Kur'an-ı Kerim okunacak, ardından namaza geçilecek. Namazı ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kıldırması bekleniyor.
24 Temmuz'da Sultanahmet meydanı ve çevresi güvenlik önlemleri kapsamında kapatılacak. Caddede araç trafiği kesilecek, tramvay çalışmayacak. Meydanda ise 17 bin polis görev alacak.
Ayasofya imar planlarına 'Ayasofya Camii-Külliyesi' olarak işlenecek
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi'nde, AK Parti ve MHP grupları, Ayasofya'nın imar planlarının "Ayasofya Camisi ve Külliyesi" olarak değiştirilmesini teklif etti.
İmar Komisyonu’na havale edilen teklif oy birliği ile kabul edildi.
Dünden bugüne Ayasofya
Tarihte 3 kez inşa edilen Ayasofya 15 asır ayakta kalmayı başardı.
Yunanların hakim olduğu (MÖ 660-MS 73) Byzantium şehrinde, bugünkü Ayasofya'nun bulunduğu yere yapılan dini yapı, Roma İmparatoru Septimius Severus tarafından tahrip edildi.
Roma İmparatorluğu hakimiyetindeki şehirde, I. Konstantin'in oğlu II. Konstantin tarafından 360 yılında aynı yere inşa edilen yapı, Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak isimlendirildi. 1. Ayasofya, Doğu Roma İmparatoru Arkadios'un eşi Evdokia'nın Ayasofya önüne gümüş kaplamalı bir heykelinin dikilmesi üzerine çıkan ayaklanmada, yapılışından 44 yıl sonra büyük ölçüde yıkıldı.
Arkadios'un ardından başa geçen İmparator II. Theodosios tarafından mimar Ruffinos'a yeniden yaptırılan Ayasofya, 10 Ekim 415'te ibadete açıldı. 2. Ayasofya, 532'ye kadar şehrin en büyük kilisesi olarak varlığını devam ettirdi.
2. Ayasofya, I. Justinianus döneminde çıkan "Nika İsyanı" sırasında açılışından 117 yıl sonra 532'de yakılıp yıkıldı.
Ayasofya 5 yılda yeniden inşa edildi
Nika İsyanından 39 gün sonra I. Justinianus tarafından Ayasofya'nın inşasına yeniden başlandı.
Bugüne kadar gelen Ayasofya'nın 532 yılında başlayan inşası, 537 yılında tamamlandı.
Ayasofya'nın yapımını, dönemin ünlü bilim insanları fizikçi Miletli İsidoros ve Trallesli matematikçi Anthemius yönetti. İki baş mimar ile birlikte çalışan yüz mimar ve her mimarın emrinde yüz işçi, binanın yapımını 5 yıl 10 ay gibi kısa bir sürede tamamladı.
3. Ayasofya'nın yapımında, ahşap malzeme yerine güçlü, çevre şartlarına ve ateşe dayanıklı olduğu için tuğla kullanıldı.
I. Justinianus, idaresindeki vali ve krallardan, bu büyük kilisenin yapılması için kendi memleketlerinde bulunan harabelerden en güzel malzemeleri göndermelerini istedi.
İmparatorluğun her yerinden tapınak, hamam ve saraylardan sütun, korkuluk, çerçeve ve pencere parmaklıkları sökülüp İstanbul'a getirildi. Bu malzemeler başta Kizikos'un (Aydıncık-Kapudağı Yarımadası) doğu sahillerindeki Belkıs harabeleri, Aspendos, Efesos'ta (Ayasuluk-Selçuk) Artemis Mabedi, Suriye'nin Ba'albek bölgesi olmak üzere Anadolu ve Suriye'nin diğer antik şehir kalıntıları ve eski abidelerden temin edildi.
Binanın zemin duvarlarını kaplayan beyaz mermerlerin Marmara Adası'ndan, yeşil somakilerin Eğriboz Adası'ndan, pembe mermerlerin Afyonkarahisar civarındaki Synada'dan, sarı mermerlerin Kuzey Afrika'dan, orta ve yan nefleri birbirinden ayıran dördü sağda, dördü solda bulunan yeşil siyah damarlı mermer sütunların Efes Diyana Mabedi'nden, yarım kubbe altında 8 büyük kırmızı porfir sütunun ise Mızır Heliopolis'ten getirildiği düşünülüyor.
Fil ayakları büyük kalker taşından yapılan, duvarları tuğla olan Ayasofya'nın inşasında İran tarzı takip edildi.
Ayasofya'nın havada gibi duran geniş kubbesinin yapımında çok hafif olduğu için Rodos toprağı tercih edildi. Bu topraktan kalıba dökülmüş tuğlalar, Rodos valisi tarafından hazırlatılıp kısa sürede gönderildi.
Ayasofya'nın kubbesi kadar iç süslemeleri de göz kamaştırıcıydı.
Ayasofya'nın açılış töreni, İmparator I. Justinianus'un katılımıyla 27 Aralık 537'de bir Noel günü yapıldı.
Kubbesi 20 yıl sonra yaşanan depremden zarar gören Ayasofya'nın doğu tarafı da 558 yılında çöktü. Miletoslu İsidoros tarafından onarılan kubbeye dışarıdan payandalarla desteklenen alçak bir kasnak eklendi, kubbe kırk pencereyle hafifletildi ve yüksekliği artırıldı.
4. Haçlı Seferi sırasında, İstanbul'un ele geçirilmesiyle Ayasofya da yağmalandı. Bu dönemde Ayasofya, Roma Katolik Kilisesi'ne bağlı bir katedrale dönüştürüldü. 16 Mayıs 1204 'de Latin İmparatoru I. Baudouin imparatorluk tacını Ayasofya'da giydi.
Ayasofya 1261'de tekrar Bizanslıların kontrolüne geçtiğinde harap, virane ve yıkılmaya yüz tutmuş bir durumdaydı.
İmparator II. Andronikos, 1317'de finansmanını ölen eşi İrini'nin mirasından karşılayarak binanın kuzey ve doğu kısımlarına 4 adet istinat duvarı ekletti.
Ayasofya, inşa edildikten sonra ilk yapıldığı haliyle bugüne kadar gelemedi, pek çok doğal afet, bakımsızlık, istila ve savaşlar sebebiyle tahribata uğradı, yeniden yapıldı.
Kaynak: TRT Haber