Vahabiliğe karşı en önemli strateji aşırıcılığın üstesinden gelmektir
Ümmeti Vahde Merkezi Fikri ve Stratejik Araştırmalar Başkanı Huccetul İslam Seyed Fadi El Seyed, IQNA ile yaptığı röportajda, Vahabilik ve tekfirci hareketlere karşı en önemli mekanizmalar ve stratejiler hakkında konuştu.
Huccetul İslam Seyed Fadi , sömürgecilikle birlikte bu mezhebin hakikatini ortaya çıkarmak için Vahabiliğin kuruluş tarihinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini vurguladı.
Huccetul-İslam Fadi al-Seyed ile yapılan röportajın metni şöyle:
IQNA- Sizce Vahabilik ve Tekfirci hareketlerle mücadelede en önemli mekanizmalar ve stratejiler nelerdir?
- Vahabilikle mücadelede en önemli mekanizmalar ve stratejiler aşağıda sıralayacağım adımlarda ortaya çıkacaktır.
1-İslam alimlerinin görüşlerine ve Vahabilik tarafından yazılan kitaplara dayalı Vahabilik ve Vahabi düşüncesinden İslam'ın ilgisinin bulunmaması ki en ünlüsü Muhammed ibn Abdul Vahab'ın kardeşi "Süleyman ibn Abdul Vahab" ın kitabıdır.
2- Vahhabi mezhebinin kuruluş tarihinin ve sömürgecilikle örtüşmesinin netleştirilmesi
3- Dini ve İslami ılımlılık yöntemini güçlendirilmesi en önemli yollardan biri dini hassasiyetleri ortadan kaldırmaktır
4- Tüm dinlerde büyüyen aşırılığın üstesinden gelinmesi çünkü Vahhabilik dini farklılıklar ve hassasiyetler temelinde gelişir
5- İslam birliğini sağlamanın bir yolunu benimseyin ve bu yaklaşımı tüm alanlarda ve İslami olaylarda yaygınlaştırın
6- Vahabiliği rüsva etmek için yanlış fikirleri hakkında alimlerin aydınlatılması
7- Müslümanların yaşam koşullarını mümkün olduğunca iyileştirmek için harekete geçin, çünkü Vahabilik fakir ve yoksul ülkelerde yayılıyor
8- Sesleri Vahabilik propagandasından daha yüksek çıksın diye, önde gelen İslam alimlerinin huzurunda dünya konferansları düzenleyin
9- Vahhabi medyasına karşı koymak için medyayı geliştirin
10- Vahabi ideolojisini destekleyen veya etkileyen dini müfredatı değiştirme ihtiyacına Vahabi etkisindeki ülkelerin ikna edilmesi
Bunlara ek olarak diğer bir adım Ulemanın Vahabi ağlarının fitneyi teşvik eden programlarına katılmayacağını taahhüt etmesi aynı zamanda, tekfir teriminin İslami literatürden çıkarılmasına davet , üniter ve yaklaşık kurumları harekete geçirmek, Vahabilik cephesine karşı koymak için başka bir stratejidir.
IQNA- Batı toplumlarında Vahabi düşüncesinin yayılmasının çarpık bir İslam ve Müslüman imajı sunmadaki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Suudi rejiminin sömürgeci ve kibirli ülkelerle olan tarihi ilişkileri nedeniyle bu ülkeler Vahabi düşüncesinin yayılmasına göz yummuşlardır ve Batıda birçok camiyi gezersek, Vahabiliğin bu camileri yönettiğini ve Vahabi düşüncesini bu ülkelerde yaymak için çok para harcadığını görürüz. Hatta bazı Müslümanlar, bu ülkelerin bazılarında tüm bölgenin IŞİD'in kontrolü altında olduğunu söylediler. Ne yazık ki bu ülkelerin hükümetleri Vahabilik fikrine göz yummakta ve siyasi koalisyonun Vahabi düşüncesinden çekildiğini zannetmektedir, Oysa bu mesele büyük bir hatadır. Çünkü Vahabi düşünce İslam adı ile katliam, İslam adı ile 11 Eylül olayı, İslam adı ile alanların yakılması ve bombalamalarla, İslam adı arasında bağlantı kurmak için olumsuz bir İslam imajı oluşturmuştur. Bu, kendisininkinden farklı giysiler giyen ve onları kasten kirleten biri gibi çok kasıtlı bir davranış olabilir. Bu ülkelerde Vahabi düşüncesinin yayılmasının, Batılı gençliğin Suriye, Irak ve başka yerlerde Tekfircilere karşı mücadelede güçlü varlığının bir işareti olduğunu söylemek yeterlidir.
IQNA- Bazıları Vahabilik okulunun tekfirci grupların kökeni ve tüm tekfirci hareketlerin ortak paydası olduğuna inanıyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?
- Şüphesiz Vahabilik tek bir ekoldür, çoklu değil. IŞİD, Nusra, Boko Haram ve diğer tekfirci gruplar da dahil olmak üzere tüm tekfirci hareketlerin tek bir kaynağı vardır ve o Vahabilik ekolüdür. Vahabilik, daha önce var olan ve gelecekte de var olmaya devam edecek olan tüm tekfirci hareketlerin ortak paydasıdır. Tekfir, Vahabiliğin ilkelerinden biridir. Muhammed ibn Abd al-Vahab'ın kardeşi bile, "O ve grubu dışındaki tüm Müslümanlar kafir oldu" dediği için onu şiddetle eleştirdi ve saldırdı.
IQNA- Bazıları Vahabiliğin Amerikalıların Müslüman Kardeşler'e karşı silahı olduğuna inanıyor.Bu konudaki görüşünüz nedir?
- Vahabilik ile Müslüman Kardeşler hareketi arasında ortak noktalar ve farklılıklar var gibi görünüyor. İki hareket Sovyetler Birliği'ne karşı mücadelede yer aldı ve diğer ülkelerle anlaşamadı. Vahabilik ve Müslüman Kardeşler hakkında çok sayıda araştırma var ve bu konuda aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok soru soruluyor: Bu iki hareket sömürgeciler tarafından mı yapılmıştır? Seyyid Kutub, tekfir konusunda Muhammed ibn Abd al-Vahab ile aynı çizgide mi değil mi? Eğer öyleyse, bir yanda Suudi Arabistan ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki, diğer yanda Katar ile Türkiye arasındaki anlaşmazlık gibi fark neden bu kadar büyük? Cevaplanması gereken çok soru var ama aralarında fark yok diyenler var. İkisi arasında aynı anda hem fark hem de anlaşmazlık olduğunu söyleyenler de var.
IQNA- Bildiğiniz gibi Vahabilik müntesipleri tefsire inanmamakta, Kur’an ayetlerine ve hadislere bağlı görünmektedirler.Bu yaklaşımın bu grubun davranışlarına etkisi nedir?
- Kur’an ayetlerinin zahirine güvenmek en büyük sorunlardan biridir. Çünkü Kur’an güçlü ve benzer ayetlerden oluşmaktadır. Dolayısıyla benzer ayetlerin zuhurunu düşünürsek, İslam'ın bütün kaide ve esasları yıkılır. Çünkü Kuran ayetlerinin zahiri ile yetinmek mümkün değildir. Örneğin İsra suresi 72. Ayeti: bu dünyada kör olan kimse ahirette de kördür; üstelik iyice yolunu şaşırmıştır. Ve belki de ayetlerin zahirine dayanan Vahabilik, bu mezhebin en önemli komplolarından biridir. Çünkü bu yaklaşım Yahudilerin çarpık yaklaşımıyla tutarlıdır ve Müslümanları öldürmek için haklı gerekçeleri vardır. Çünkü Vahabiliğin fetvalarından biri de, kendilerine katılmayanları öldürmektir. Bu yaklaşım aynı zamanda İslam'ın tahrif edilmesine ve çarpık bir İslam imajının sunulmasına da yol açacaktır.
3999524
En çok konuşulan başlıklar 