IQNA’nın raporuna göre, Bahreynli siyasi aktivist ve İslam alimi olan Şeyh Ali el-Karbabadi, IQNA'ya Vahhabi fikirleri ve bu aşırılıkçı ideolojiye nasıl mücadele edileceği konusunda konuştu.
Tekfirci hareketlere ve Vahhabi düşünceye karşı koyma mekanizmalarına ilişkin olarak şunları söyledi: Bu bağlamda ele alınması gereken üç konu, birincisi özü ve tabiatı güçlendirmek, ikincisi bilimsel durumu güçlendirmek, üçüncüsü ise diyalog, tartışma ve başkalarıyla ilişkileri güçlendirmektir.
Bahreynli aktivist, kibirli rejimlerin bu hareketlerin ve aşırılık yanlısı grupların üyelerinin cehaletinden yararlandığını söyledi.
Şeyh Ali el-Karbabadi şöyle devam etti: Kibirli rejimler, bu hareket ve grupların mensuplarının cehaletini kullanıyorlar ki biz buna dini bir aidiyet atfetmiyoruz. Vahhabilik, cehaletin, dalaletin ve tabiatın tahribatının sembolüdür. Yani, bu tür hareketlerin ve eğilimlerin takipçilerinin doğası sağlıklı değildir. Suriye'de evlilik cihadı ve fıkıh ilkelerine aykırı birçok felaket gibi şeylere izin veren IŞİD ve diğer aşırılık yanlısı gruplarda vardır.
Vahhabi fikirlerin çocukların ve gençlerin zihnindeki etkisine karşı koymak için çok çaba gösterildi. Ancak bu aşırı hareketlerin desteğiyle tekfir Batı toplumlarına da yayılmıştır. Bu nedenle, başka yöntemler kullanmak ve insanlara gerçekleri, saf Muhammedi İslam'ın insanlara sunulduğu, insan doğasına uygun olacak şekilde açıklamak gerekir. İşte burada herkes merhametin simgesi olan bu İslam'a işaret ediyor.
Vahhabilik kuşkusuz Amerikalılar tarafından sömürülmüştür. IŞİD de Amerika tarafından kurulmuştur. Eski ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, IŞİD'i ABD'nin kurduğunu söylediğinde, bu terör örgütünü kurduklarını ve sürdürdüklerini kabul ediyorlar . Hala para, silah ve teçhizatla destekliyorlar ve hatta orada bir dayanak bulmak için başka ülke ve bölgelere gönderiyorlar.