Ramazan, Allah'ın bayram ayıdır ve bu ayın kalbi Kadir Gecesidir. İlâhî rahmet ve günahların mağfiret gecesi ve Kur'ân-ı Kerîm'i okuyarak, Allah'a dua ve niyaz ederek Allah'la olan bağı derinleştirmenin tavsiye edildiği büyük gecedir.
Kadir Gecesi ile ilgili en önemli tavsiye, gün doğumuna kadar uyanık kalmaktır. Ramazan'ın üçüncü on yılında Peygamberimiz (s.a.v.) yatağını toplar ve itikâf için mescide giderdi ve Medine'deki mescidin çatısı olmadığı halde yağmur yağsa bile camiden çıkmazdı. Bütün gece uyanıktı.
Din önderleri, bir yılın olaylarının büyüklüğünün ve türünün bu gecede belirlendiğini, yani Allah'ın insanların hayatını, ölümünü, rızkını, mutluluğunu ve sefaletini (tefsir-i mizan) ve insanın fiillerini belirlediğini söylemişlerdir. Bu ameller kaderde etkilidir.
İslam kaynaklarında semavi yönler ve dünya işlerinin kaderinin anlamı anlatılmaktadır. Ancak Kadir Gecesi'nde tavsiye edilen ritüeller ve uygulamalar, Allah'ın zikrini kalplerde yaşatmaya odaklıdır. Pişmanlığı ifade etmek, günahlardan af dilemek ve gelecekle ilgili büyük kararlar vermek tüm bu ibadetlerde bulunan temalardır. Bu, özellikle açılış duası ve Ebu Hamza gibi ünlü dualarda geçerlidir.
Bu geceye bir ad vermek istersek, kadir gecesinin insanın Allah'a yöneldiği gece olduğunu söylemeliyiz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: İnsan eylemlerinin [değeri] niyetlere bağlıdır" ve Kadir Gecesi, insan niyetlerini etkilemeyi amaçlar.
Müslümanların eylemlerinin birçoğu diğer insanların eylemlerine benzer, ancak İslam hukukunda bunun için bir ödül var. Ramazanda yemek, içmek, çalışmak, ilim okumak, muhtaçlara yardım etmek vb. ve hatta müminlerin uyuyup nefes alması bile sevaptır. Niye ? Çünkü Allah'a göre ve Allah'a yaklaşmak ve ilahi sıfatları kazanmak niyetiyle yapılır. İnsan niyetinin halis olması Kadir Gecesi'nde kolaylaşan büyük bir kararı gerektirir.
Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır" (Kadir, 3) Bin ay yaklaşık 83 yıldır, bu da muhtemelen bir insanın ortalama yaşam beklentisini ifade eder. Yani, bir gecede insan, normalde bir ömür boyu uğraşması gereken başarıları elde edebilir. Bu başarı, geçmiş günahları bağışlarken, insanın gelecekteki davranışlarına yön veren ve onu salih insanlar arasına yerleştiren saf ilahi bir niyettir.
Takdir ve kader, Allah'ın dünya için önceden belirlediği büyüklük ve olayların belirlenmesidir. Kader, insan iradesinin özgürlüğü ve otorite meselesi ile çelişmez. Çünkü ilahi kader, kişilerin faziletlerine, iman ve takva derecelerine, niyet ve fiillerinin temizliğine göredir.