IQNA

Özel röportaj: "Hindistan’da Müslümanlar tek vücut olmalı"

15:32 - June 17, 2022
Haber kodu: 3476487
Dumlupınar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Barış Adıbelli: "Özellikle mezhepsel farklılıklar nedeniyle Müslümanların kendi aralarındaki anlaşmazlıklar Hindistan yönetimi için önemli bir fırsat sağlamaktadır."

Hindistan’da uzun yıllardır Müslümanlar birtakım zorluklara maruz kalıyor. Müslümanların durumunu, Hindu milliyetçiliğini ve İslam dünyasının rolünü Dumlupınar Üniversitesi’nden Öğretim Üyesi Dr. Barış Adıbelli’ye sorduk.

1. Hindistan'da Müslümanlar başta olmak üzere azınlıkların haklarının korunmadığını söyleyebilir miyiz? Hindistan'da Hindular dışındakiler güvende mi?

Bharatiya Janata partisinin iktidara gelmesiyle Hindistan’da belirgin bir şekilde Hindu milliyetçiliği yükselişe geçti. Zaten tarihsel olarak Hindistan’da yaşayan halkların kendi aralarında bulunan anlaşmazlıklar Hindu milliyetçiliğinin yükselişe geçmesiyle farklı bir boyuta geçti. Özellikle Müslümanlarla olan anlaşmazlıkları çoğu zaman çatışmalara dönüştü.

2019’da Jammu Keşmir’in özel statüsünü kaldıran anayasa değişikliği bardağı taşıran son damla oldu. Bazı eyaletlerde başörtüsünün yasaklanmasına yönelik bir dizi adım da bu çatışmaları körükledi. Ve nihayet son adım da Bharatiya Janata partisinin iki yetkilisinin Peygamber efendimize yönelik çirkin ifadeleriyle geldi. Derhal bu iki yetkili görevden alındı ama BJP içindeki zihniyet özellikle de Müslüman düşmanlığı üzerinden şekillenen Hindu milliyetçiliğinde bir değişim olmadı. Bir başka deyişle zihniyet değişmedikçe bu olayları daha çok göreceğiz gibi.

ABD Dışişleri Bakanlığı uluslararası din özgürlüğü üzerine Kongre'ye sunduğu son yıllık raporunda müttefiki Hindistan'ı din özgürlüğünü ihlal eden ülkeler arasında gösterdi. Rapor, 2021 boyunca Hindistan'da azınlık topluluklarının üyelerine yönelik cinayetler, saldırılar ve sindirme dahil saldırıların gerçekleştiğini iddia etti.

2. Geçtiğimiz günlerde Peygamberimize hakaret eden iki siyasi şahsiyet tepkilere neden olmuştu. Neler söylemek istersiniz zaman zaman şahit olduğumuz bu hakaretler için?

Hindistan’da yaşanan son olayda tüm İslam dünyası ayağa kalktı. Özellikle körfezdeki Arap ülkelerinin tepkisi büyük oldu. Politik, ekonomik ve diplomatik sonuçları olacağı konusunda Hindistan’ı uyardılar; ancak aynı ülkeler Avusturya, Belçika ve Fransa’da İslam’a, Kuran’a ve Peygambere karşı yakın zamanda yapılan çirkin saldırılara aynı tepkiyi göstermediler. Kaç Arap ülkesi Hindistan’da olduğu gibi Avrupa ülkelerinin büyükelçilerini Dışişleri Bakanlıklarına çağırdı? Kaç Arap ülkesi o Avrupa ülkelerinin mallarını boykot edip raflardan indirdiler? Hiçbirinin sesi bile çıkmadı. Çünkü Batı emperyalizminin kıskacı altındalar. Varlıklarını ve iktidarlarını onlara borçlular.

3. Hindistan'da azınlıktaki Müslümanların bağımsız bir devleti olsaydı o ülke, nüfus bakımından dünyanın sekizinci büyük devleti olurdu. Dünyanın en büyük nüfusuna sahip Müslüman azınlıklar Hindistan'daki Müslümanlar olmasına rağmen aralarında bir birlik olmadığını söyleyebilir miyiz? Eğer öyleyse bunun sebebi nedir?

Müslümanlar 1.4 milyar olan Hindistan nüfusun %14’ünü oluşturuyor. Bir Pakistan kadar Müslüman da Hindistan’da var. Hindistan’da en korkulan senaryo olası bir Müslüman-Hindu iç savaşıydı. On yıllarca bölge ülkelerini en çok endişelendiren senaryo buydu. Bu bağlamda, Hindistan’da göz göre göre  İslam’a ve onun Peygamberine karşı yapılan bu saldırılar Hindistan’ın açıkça intihar etmesi anlamına gelmektedir. Hindistan’ın pamuk ipliğine bağlı bir demokrasisi ve hassas bir iç dengesi var. Bu bozulduğu an bölgede işler çok zorlaşır.

4. Peki çözüm nedir, neler yapılmalıdır? Hindistan ve dünya Müslümanları özelinde nasıl yorumlarsınız?

Burada İslam dünyasına ve Hindistan Müslümanlarına düşen bazı sorumluluklar var. Genel olarak İslam dünyasındaki siyasi, dini, mezhepsel ve jeopolitik çıkarlar bakımından ortaya çıkan ayrılıkların bir an önce giderilerek gerçek anlamda bir ümmet haline gelinmesi gerekmektedir. Hindistan’da yaşayan Müslümanlar arasında da maalesef İslam dünyasındaki ayrılıkların yansımaları gözükmektedir. Özellikle mezhepsel farklılıklar nedeniyle Müslümanların kendi aralarında da anlaşmazlıklar bulunmaktadır ve Hindistan yönetimi için bu durum önemli bir fırsat ve avantaj sağlamaktadır.

Hindistan’da her şeyden önce Müslümanlar ayrılıkları ortadan kaldırarak birleşmeli ve tek vücut tek ses olmalılar. Müslümanları temsil eden ve onların haklarını savunan ortak bir yapı kurulmalı. İslam dünyası bireysel devletler olarak değil en azından Hindistan’ın da gözlemci üye olarak bulunduğu İslam İşbirliği Teşkilatı çatısı altında tek vücut olarak Hindistan’da devleti olmayan 220 milyon Müslümanın haklarını güçlü bir şekilde temsil etmeli.

Kaynak: Morteza Karimi

captcha