Allah'ın rızık vermesi hakkında iki nokta

Allah'ın sıfatlarından biri de (Rezzâk) rızık verendir. Bütün varlıklar Allah tarafından yaratıldığından ve Allah, varlıkları belirli ve maksatlı bir plana göre yarattığı için onların ihtiyaçlarını da düşünmüştür. Ancak bazen Şeytan'ın vesveseleri Allah'ın yarattıklarını unuttuğunu düşündürür.

Allah Hud Suresi'nin 6. ayetinde şöyle buyurmuştur: "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. Her birinin (dünyada) duracakları yeri de, (öldükten sonra) emaneten konulacakları yeri de O bilir. Bunların hepsi açık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı)dır". Yani bu Allah'ın rızık veren olduğu ve mahlukatını rızıklandıracak şekilde nerede olduğunu bildiği anlamına gelir. Bütün bu gerçekler, Allah'ın ilmi olan Vahiy Kitabında kayıtlıdır.

Evrendeki tüm varlıklara Allah'ın rızık vermesi hayret vericidir; anne karnındaki bir embriyodan, yerin karanlık derinliklerinde yaşayan böceklere, ağaçların ve dağların tepesinde yaşayan canlılara kadar hepsine rızık sunulur. Allah bütün mahlukattan haberdardır. Yarattıklarının yerlerini ve hareketlerini bilir, onlara göre rızık sağlar.

Ancak bu konuda iki şeyi dikkate almalıyız. Birinci nokta, insanın geçimini sağlamak için zulüm ve suç işlememesi gerektiğidir. Bazen şeytan, kendi vesvese ve aldatmalarıyla insanlara yoksulluk ve zorluk korkusu aşılar ve bu bahaneyle insanı günaha sürükler.

İkinci husus ise Kur’an ayetlerine ve hadislere göre Allah rızkı ancak biz kendimiz için çaba harcarsak verecektir. Bu şarta uymazsak rızkımız ortadan kalkar.

Bu nedenle çaba sarfetmezsek ve rızkımızın Allah katında olduğunu söylemeye çalışırsak yanlış olur. Allah’ın bize rızık veremediğini, sorunlarımızı bilmediğini veya onları çözemediğini ve kendimizin geçimini sağlamak için her şeyi, hatta yanlış şeyleri yapmamız gerektiğini düşünmek de yanlıştır.

3966902