İslâmî kavramlardan anlamı en çok daraltılanlardan biri hiç şüphesiz “zikir” kavramıdır. Zikir kelimesi, çok geniş bir anlam ve muhtevâya sahip olmasına rağmen, bu gün “manasında neredeyse tek anlama indirgenmiş ve içi boşaltılmıştır.
Müslüman asla zikirden uzak kalamaz; denizdeki balık için su neyse müslümanın ruhu için zikir odur. Zikir ruh gibidir. Vücut nasıl ki ruh olmaksızın yaşayamıyorsa, müslümanda zikir olmaksızın yaşayamaz; yaşasa da ona hayat denmez. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’in muhtelif yerlerinde zikrin kalplerin ilacı, gönüllerin devası olduğundan bahsetmiş, Allah’ı zikretmeyenlerin kalplerinin asla huzur bulamayacağını bizlere bildirmiştir.
Sözlük anlamı itibariyle; bir şeyi telaffuz etme, istenilen şeyin zihne döndürülmesi, hatırlama, anma, hatırlatma, bildiğimiz şeyleri akılda sürekli tutmaya zikir denir.
Kavram olarak ‘zikir’; Allah’ı anmak üzere söylenmesi ve yapılması tavsiye edilen, sözlü ve ameli eylemleri kapsayan davranışların tümüdür. (Sorularla İslamiyet)
Allah'ı anmak, müminler için her zaman bir hidayet rehberi ve çıkış yolu olmuş, onları hata, karışıklık ve yanılgıdan kurtarmıştır. Bu, Allah’ın insanın kurtuluşu için belirlediği yoldur. Allah Ahzâb suresi 41. ayetinde şöyle buyuruyor: "Ey iman edenler! Allah’ı çok çok anın" Fakat Allah’ı anmak birinin hata yapmasına veya yoldan çıkmasına nasıl engel olabilir?
Zikir bazen Allah'ın adını dille anmak, daha derin anlamda her zaman kalben Allah'ı anmak ve hatırlamak demektir. Bu şekilde, bu ayeti "Allah'ı çokça zikredin" şeklinde algılamalıyız. Bu anlamda, Cenab-ı Hakk’a ve O’nun insanın mutluluğu için çizdiği yola dikkat etmek çok önemlidir.
Allah’ı hatırlamak kalp işidir, bu yüzden Ahzâb suresi 42. ayette dilsel hatırlama konusuna da değinilmektedir: "O’nu sabah akşam tespih edin." Çünkü hayatımızda gafletin birçok nedeni vardır. Şeytanların insanlar için her zaman birçok vesvesesi vardır. Onlarla mücadele ve savaşmak için sürekli Allah’ı anmaktan başka yol yoktur. Gerçek anlamda Allah’ı çok anmak ve zikretmek yani Rabbi’ne her yönden teveccüh ederek yönelmek demektir.
Zikir sadece Allah'ın adını söyleyip tekrarlamak değildir. Allah'ı çok zikredenler, kendilerine mal, evlat, makam veya hoş duygular geldiğinde Allah'ı çokça hatırlarlar. Öte yandan acı, dert, mal, evlat, makam kaybı olduğunda da Allah’ı hatırlarlar.
Ahzâb suresi 43. ayeti: "O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin için bağışlanma dileyendir. Allah, mü’minlere çok merhamet edendir." Aslında bu ayet sürekli zikir ve tesbihin sonucunu ve sebebini beyan ediyor.