IQNA

Kur'an-ı Kerim'de kibirli insanların vasıfları

16:30 - August 17, 2022
Haber kodu: 3477079
Kur'an-ı Kerim'in tekebbür olarak bahsettiği kibir ve kendini beğenmişlik insanı doğru yoldan saptıran belalardan biridir ve insanın Allah'a yakınlaşmasına büyük bir engel olarak kabul edilir.

Kibir; bir insanın servet, makam, ilim, ibadet, soy, güzellik ve kuvvet gibi her hangi bir meziyetinden dolayı, kendini başkasından üstün görme hastalığıdır. Kibir; hak ve hakikati kabul etmemektir. Kibrin sebebi, cehalet ve muhakeme noksanlığıdır. Allah'ın kudret ve azametini düşünen ve bilen bir insan, hiç  kibir ve gurur tehlikesine düşer mi?  

Hz. İbrahim (a.s) ve Hz. Musa (a.s) peygamberlerin çağdaşı olan krallar Nemrut ve Firavun da böyle yaptılar. İlahi olduklarını iddia ettiler ve her ikisi de ciddi şekilde cezalandırıldı.

Alçakgönüllülüğün zıddı olan tekebbür, zahirî tecellileri olan ve başkalarını gücendiren kötü iç huylardan biridir.

Tekebbür insanda iki çeşittir: Biri Allah'ın huzurunda diğeri insanların yanında tekebbürdür. Allah katında kibrin ağır sonuçları ve cezası vardır. Allah'a karşı kendini beğenmişliğin açık bir örneği, Allah'ın emrine karşı gelen ve kendini üstün gören İblis'tir. Allah da onu cezalandırdı ve cennetinden kovdu. Bakara suresi 34. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Meleklere, “Âdem’e secde edin” dediğimizde İblîs dışındakiler derhal secde ettiler; o direndi, büyüklendi ve kâfirlerden oldu."

Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'in bir başka ayetinde şöyle buyurmaktadır: “Allah, “Ey İblîs” dedi, “Kendi ellerimle yarattığım şu varlığın önünde secde etmekten seni alıkoyan nedir? Büyüklük mü taslıyorsun yoksa ululardan mısın?” (Sâd suresi:75)

İnsanların nezdinde tekebbür kabul edilemez ve yanlıştır çünkü diğer şeylerin yanı sıra Allah'ın huzurunda kibirlenmeye zemin hazırlayabilir. Her kötü özellik ve her hata daha büyük hatalara ve yanlışlara yol açacaktır. Kalbinde kendini başkalarından herhangi bir şekilde üstün zanneden ve bunu davranışlarında ve sözlerinde gösteren kişi kibirlidir. Bu özellik bazen insanının kalbine o kadar yumuşak ve gizlice girer ki, insan ilk aşamada fark etmeyebilir; örneğin, ahlâkının, davranışlarının diğerlerinden daha iyi olduğunu kalbinde hisseder.

Tekebbürün gerçek sebeplerinin iki şey olduğu söylenir: Birincisi, aşağılanma duygusu ve ikincisi kalbe, ruha ve davranışa zararlı sonuçları olan üstünlük duygusu. Bunlardan biri, kişinin mükemmelliğe doğru ilerlemesini engellemektir. Mesela, ilmiyle fazla övünen bir alim, kendini o kadar yükseklerde görür ki  buda onun  daha fazla ilim elde etmek için çaba harcamaktan alıkoyar.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Kibirli davranan ve üstünlük arayan Allah'ın kulu ne kötü kuldur. Yüce Allah'ı unutmuş. Cehalet ve unutkanlık içinde yaşayan kişi ne kötü kuldur. Yıpranmış, yıkılmış harap mezarları unutmuş. Asi olan, baş kaldıran ve kendi başını ve sonunu unutan kimse ne kötü kuludur!"

 

captcha