IQNA

Kur’an’a göre din büyüklerinin kabirlerinin üzerine cami inşa edilmesi

12:27 - October 02, 2022
Haber kodu: 3477654
Kehf suresinin 21. ayetine göre İlâhi eyliyaların kabirlerinin yanında cami inşa etmek sadece caiz değil aynı zamanda müstehabdır. Kendilerine verilen selamı işitirler ve ve cevap verirler.

Kehf suresi 21. ayeti:" Böylece (kıssayı anlatarak insanları) onlardan haberdar ettik ki, Allah’ın vaadinin hak olduğunu ve kıyametin şüphe götürmez olduğunu bilsinler. Bir zaman insanlar aralarında Ashâb-ı Kehf’in durumunu tartışıyorlardı. Dediler ki: “Üzerlerine bir bina yapın. Rableri onları daha iyi bilir.” Onların yöneticileri ise “Bizler, kesinlikle onların yanı başına bir mâbed yapacağız” dediler."

İlâhî evliyaların kabirlerini ziyaret etmek, bütün İslam mezheplerinde, hatta Vahhabilikte bile makbul bir ameldir. Ancak Vahhabiler, bir kişi öldüğünde hesabının kapandığına ve Kur’an okumak, muhtaçlara yardım etmek gibi iyiliklerin sevabının kendisine ulaşmayacağına inanırlar. Kabir ziyaretinin, ziyaretçilere ahireti hatırlattığı  ve sadece kendi günahları için ağladıklarında caiz olduğuna inanırlar.

İslami öğretiler ve Hz Muhammed'in (s.a.v) açıklamaları bize farklı bir bakış açısı gösterir. Peygamber Efendimiz vefatından sonra Hac ibadetini yerine getirip kabrini ziyaret eden kişinin kendisini hayattayken görmüş gibi olacağını  ancak hac vazifesini yerine getirip kabrini ziyaret etmeyen kişinin ona zulüm etmiş olduğunu söyler.

Kur’an’a göre din büyüklerinin kabirlerinin üzerine cami inşa edilmesi

Kehf Suresi 21. ayete göre, ilâhî şahsiyetlerin kabri üzerine mescit yapılması sadece caiz olmakla kalmayıp, tavsiye edilmektedir. Ayette Cenab-ı Hak, insanları kıyâmet gününe inandırmak için Kehf ehlinin kıssasını hatırlattığını bildirmiştir. Allah’ın izniyle yaklaşık 300 yıl mağarada yatan yedi kişinin durumu anlaşılınca, bu müminler tekrar uyudular ve vefat ettiler. İnsanlar arasında kendileri için ne yapılacağı konusunda bir tartışma çıktı ve sonunda mezarlarının üzerine bir cami inşa etmeye karar verdiler.

Bu makale din araştırmacısı Ali Asgar Rızvani’nin bilimsel bir toplantıdaki konuşmasından alınmıştır.

 

 

captcha