Namaz duaları neden Arapça okunmalıdır?

İslam evrensel bir dindir ve Müslümanları bir cephede ve tek bir sıfatta karar kılmak istiyor. Böyle bir topluluğu oluşturmak, herkesin birbirleriyle anlaşacakları tek bir dil olmadan mümkün değildir. Uzmanların görüşüne göre dünyanın en kapsayıcı ve geniş dillerinden biri olan Arapça, uluslararası bir dil olarak kabul edilebilir.

Allah, peygamberleriyle konuşmak istediğinde, sözlerini vahiy meleği (Cebrail) aracılığıyla o peygamberin dilinde iletir. Bu melek aracılığıyla, Cenab-ı Hakk’ın izniyle, bu sözler melekûti alem dilinden maddi alem diline çevirilir. Peygamber lerin ümmetinin Allah’ın emirlerini yerine getirebilmesi için semavi bir kitap olur.

Museviliğin kitabı  Tevrat ve Hristiyanlığın kitabı İncil olup semavi dinlerin kitabıdır. Allah onları İsrailoğullarıyla hızlı iletişim kurmak için Allah’ın emirlerini tercüme etmeye gerek kalmadan alabilmeleri ve itaat edebilmeleri için iki farklı zaman diliminde o halkların dilinde İbranice ve Süryanice konuşmuştur.

Bugün bile Musevilik ve İsa’nın aynı takipçileri, İslam dinini seçmek isteseler, İslam’ın beş vakit namazını Arapça’dan başka bir dilde kılamazlar. İslam son semavi din olduğundan önceki dinlerin ibadet şeklini geçersiz kılmaktadır. Bu nedenle önceki ibadetlerinin şeklini değiştirmeli ve onu Peygamber’in dini çerçevesinde bir ibadet haline getirmelidirler.

Şimdi bu durum, Arap olmayan diğer etnik gruplar ve milletler için de geçerlidir. Onlar da Resûlullah'ın (s.a.v.) sünnetini takip ederek onun ibadet ettiği şekilde ibadet etmeli, onu örnek almalıdırlar.

Arap dilinin önemini Allah Kur’an’da bildirmiştir: “Anlayabilesiniz diye biz onu Arapça bir Kur’an olarak indirdik.” (Yusuf suresi : 2)

Bu ayetin zahirinde ve tercümesinde Allah’ın Kur’an’ın Arapçayı kastettiği görülmektedir. Ama bu kavram çok açık ve yüzeysel görünüyor. Aslında çok derin bir anlamı vardır. Yani Allah, kullarıyla olan sözlerinin ve konuşmalarının derecesini,  kulları da düşünüp anlasın diye daha düşük bir seviyeye indirdiğini muhatablarına anlatmak ister.

Mukaddes kitaplarda yer alan diller, semavi dinlerin Peygamberlerinin milletlerinin ve ümmetinin üstünlüğünün bir delili olmayıp, farklı zamanlarda var olan gök ile yer arasında haberleşme vasıtasıdır. Böylece Peygamberler vahiy mesajlarını alabilir ve sözlerinde herhangi bir değişiklik olmadan takipçilerine iletebilirler.

Seyyid Muhammed Cevad’ın notundan alınmıştır.