IQNA

‘Medinet-ül Nebi’de yaşam nasıldı?

14:06 - October 13, 2022
Haber kodu: 3477800
Kur’an-ı Kerim'e göre yerleşme ilk insanla birlikte başlamıştır. Ayrıca yerleşme ve şehir ile ilgili olarak karye, beled ve medîne kelimeleri geçmektedir. Medîne kelimesinin iki kökten türediği ifade edilir: Bunlardan ilki m-d-n kökü olup, “bir yerde ikâmet etmek, yerleşmek” anlamlarına gelir. Bu kökten şehir ve medeniyet kavramlarıyla ilgili pek çok kelime türemiştir.

İlâhi dünya görüşünün bir teorisyeni olan Hz. Muhammed (s.a.a.),  İslam dünyasının başkenti olarak Arabistan’da bulunan Medine şehrinin zâhirî ve bâtınî inşasında yeni bir tasarım kullanmıştır. Bu da bir topluluk oluşturma ve dünya yönetimi modeli olarak kabul edilir.

Batılı filozoflar insanın mutluluğu için sivil toplum modeli çizmiştir ve kalbinde de bir yaşam tarzı modeli vardır. Bu teorinin  ‘Medinet-ül Nebi’ teorisiyle ciddi şekilde çelişen göstergeleri vardır.

İslâm tarihinde ilk şehirleşmenin, İslam’ın asr-ı saâdete kadar uzandığını görüyoruz. Zira İslam’da ilk şehirleşme hareketi, Hz. Muhammed (s.a.a.) ve Mekkeli muhâcirlerin hicretinden sonra Medine’de başlamıştır.

‘Medinet-ül Nebi' Peygamber Efendimiz (s.a.v) tarafından sunulan bir topluluk oluşturma ve dünya yönetimi modelidir.

Hz. Muhammed’in (s.a.v) Medine’ye hicretinden hemen sonra giriştiği faaliyetler arasında devlet kurma faaliyeti vardır. Onu böyle yapmaya götüren birtakım sosyal ve siyasî sebeplerin olduğu muhakkaktır. Fakat asıl hedefi Allah’tan aldığı tebliğ görevini gereğince yerine getirmektir.

Peygamber Efendimiz’in  (s.a.v.) insanlık dünyasını inşa etmek ve yönetmek için yaptığı sosyalleşme planı olan ‘Medinet-ül Nebi’ üç kriter ve bir hedefte açıklanabilir: Hikmete yönelim, iffete yönelim ve  adalet ekseninde yürümek

İslam’ın sloganı ve bu üç göstergenin temel amacı ‘La ilahe İllallah deyin kurtulun’ cümlesidir. Ve onun mesajı Allah ekseninde olmak ve maneviyatçılıktır.

Hikmete yönelim

İslam’da hikmet, sahibine iyiyi ve kötüyü ayırt etme kabiliyeti veren, hikmet ve ahlâki tezkiyeyi güçlendirerek elde edilen bilgi ve nurdur. ‘Medinet-ül Nebi’ de Hikmet sahibi olmayan veya hikmet yolunu takip etmeyen bir kimse, insan olarak rolünü yerine getiremez.

Öte yandan sivil toplumun önemli bileşenlerinden biri de bilimsel ilkelerde ısrardır. Bilimcilik Batı’yı kilise hurafelerinin pençesinden kurtarmış olsa da Tanrı düşmanlığı uçurumuna düşürdü.

İffete yönelim

İslam’da erkeğe ve kadına iffetli olmaları emredilmiştir. İffete yönelim, insanın büyümesiyle gayri meşru ve hayvani arzularıyla yüzleşerek onları kontrolü altına alabilen, toplumda şehvetin ortaya çıkmasını ve bunun sonucunda kendine ve başkalarına zarar vermesini önleyen içsel bir güçtür.

Hedonizm veya hazcılık bu iffete yönelimin karşıtıdır ve sınır tanımayan gerileyen bir süreçtir. Başlangıcı Allah’ın emirlerine itaatsizlik, sonu ise insanın tehlikeli bir hayvana dönüşmesidir.

Adalet ekseninde yürümek

İslam medeniyetinde adalet bir öncelik ve ölçüdür. Yani toplumda adalet sağlandığı ölçüde toplum da aynı ölçüde İslam yolundadır. Bu konu İslam metinlerinde o kadar önemlidir ki, İslam alimleri, ilâhî peygamberlerin çalışmalarını, ibadete ve adalete davet olmak üzere iki görev olarak nitelendirirler.

Hüccetül İslam Hüseyin Abbasi Asl’ın ‘Yaşam tarzı, yüzyılın özel konusu’ kitabından alınmıştır.

4090451

captcha