Tahran Üniversitesi Kur’an ve Itret Okulu öğretim üyesi Hani Çitçiyan Tevbe suresi üzerine düşünme toplantılar zincirinin 15. dersinde şu açıklamalarda bulundu:
Bu derste muhallefun grubu hakkında sohbet etmek istiyoruz neden onlara ‘muhallef’ denir? Çünkü Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) emirlerini hiçe saymışlardır. Tevbe suresinin, 42. ayetinde olduğu gibi : “Kolay elde edilecek bir kazanç ve kısa bir yolculuk olsaydı mutlaka peşinden gelirlerdi; fakat o meşakkatli yol onlara uzun geldi. Bir de kalkıp, “Gücümüz olsaydı inanın ki sizinle beraber sefere çıkardık” diye Allah’ın adına yemin edecek, böylece kendilerini helâke sürükleyecekler. Oysa Allah onların yalan söylediklerini elbette biliyor.”
Bu grubun sorunu savaşın kendisi değildir. Kısa bir yolculuk yapacaklarsa ve kesinlikle kazanacaklarından eminlerse, savaşa katılırlar. Ancak önlerinde sorun çıkma ihtimali olduğunu bildikleri an savaşa katılamayacaklarını söyleyeceklerdir. Bu tür insanlar din ve dini hükümet adına birşeyler yapması gerekirken ortada yoktur. Hikayenin kökü buradadır savaşın kendisinde değil.
Allah yolunda harcamamak için sürekli bahaneler uydururlar. Allah yolunda harcama yapmayanlarında sonunda ellerindekini kaybedecekleri bir gerçektir. Savaşa gitmemek için İslam peygamber’inden (s.a.v) izin isterler Resulullah’ta izin verir. Yaptıkları bu çirkin hareket karşında Allah İslam Peygamberi’ini kınayarak, Tevbe suresinin 43. ayetinde şöyle buyuruyor: “Allah seni affetti de, doğru söyleyenler sence belli olmadan ve kimlerin yalancı olduğunu bilmeden niçin onlara izin verdin?”
Daha sonra 45. ayette şöyle devam ediyor: “Senden izin isteyenler sadece, Allah’a ve âhiret gününe iman etmeyenler ve şüpheye kapılmış olanlardır; onlar şüpheleri içinde bocalayıp dururlar.”
Tevbe suresi 49 ayeti: “İçlerinden “Aman bana izin ver, başımı derde sokma!” diyenler de var. Ama bilmiş olsunlar ki asıl (bu tutumlarıyla) belânın içine düşmüş oldular. Cehennem inkârcıları mutlaka kuşatacaktır.”
Muhallefun grubu fitneye düşmemek bahanesiyle savaşa gitmezler, halbuki bu tam da fitneye düşmek demektir. İslami hükümet başarılı olursa üzülecek ve İslam toplumu yenilirse uzak durdukları için sevinecekler. Tevbe suresi 50. ayeti: “ Sen iyi bir sonuç elde etsen bu onlara üzüntü verir; ama başına bir musibet gelse, “Biz tedbirimizi önceden almıştık” derler ve sevine sevine dönüp giderler.”
Bir sonraki ayet ise bu gruptan uzak durulmasından bahsetmektedir.Tevbe suresi, 51. ayeti: “De ki: “Allah bize ne yazmışsa başımıza ancak o gelir, O bizim mevlâmızdır.” Müminler yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.
Her musibet kitapta yazılıdır. Allah velimiz olduğuna göre, bizde O’na tevekkül ederiz. Bir kimse ki bu gruptan çıkmak istiyorsa bu ayeti çokça okumalıdır. Çünkü Kur’an’ın tevhidi ayetlerinden biridir.
Bu ayete teveccüh etmek muhallefun grubundan olmaktan alıkoyar. Bu grupta olanlar musibet ve felaketlerden korkarlar. Allah’ın velayeti onların hayatlarında yoktur. Doğal olarak Allah’tan başkasının velayetindedirler.
4095726