Yüce Allah’ın Rahmân oluşu, ezele (başlangıcı olmayışa), Rahim oluşu ise lâ yezale (ölümsüzlüğe) göredir. Bundan dolayı yaratıklar, yüce Allah’ın Rahmân olmasıyla başlangıçtaki rahmetinden, Rahim olmasıyla da sonuçta meydana gelecek merhametinden doğan nimetler içinde büyürler ve ondan faydalanırlar. Bu noktaya işaret etmek için dünyanın Rahmân’ı, ahiretin Rahîm’i denilmiştir.
IQNA’nın haberine göre, Fatiha suresi ekseninde Kur’an tefsiri dersleri dizisinde Ayetullah Ebulkasım Aldust ‘Rahman’ ve ‘Rahim ‘kelimelerinin anlamları hakkında açıklamalarda bulundu.
Görüyoruz ki; (Rahmân, Rahîm) ikisi de rahmet masdarından mübalağa (pek çokluk) ifade eden birer sıfat olmakla beraber aralarında önemli farklar vardır. Bu farkları göstermek için müfessirler epeyce açıklamada bulunmuşlardır.
Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetleri “Bismillahirrahmanirrahim” ile başlar. ‘Rahman’ Allah’ın geniş nimetlerini ‘Rahim’ ise Allah’ın özel nimetlerini beyan eder. Allah bütün insanlara rızık verir demek istediğimizde O’na Rahman, müminlere özel bir nimet verdiğini söylemek istediğimizde ona Rahim deriz.
Allah dünyada Rahman'dır ama ahirette rahmeti kâfirleri içine almadığı için Rahim olarak nitelendirilmiştir.
Bu cümlenin kökeni İmam Sadık’tan (as) rivayet edilmiştir. İmam Sadık Rahman kelimesinin geniş bir sıfata işaret eden özel bir isim, Rahim’in ise Müminler için özel bir sıfat olan genel bir isim olduğunu söyler.