IQNA

Kur'an tefsir ve müfessirleri / 16

Kitabü’s-safi fi tefsiri’l-Kuran

10:51 - February 20, 2023
Haber kodu: 3479363
Molla Muhsin Feyz-i Kâşâni, Sâfî tefsirinde masum imamlardan gelen gelen rivayetlere dayanarak Kur’an ayetlerini tefsir etmiştir.

Bu tefsir kısalığı ve kapsayıcılığı nedeniyle her zaman araştırmacıların ilgi odağında olmuştur.

Molla Muhsin Feyz-i Kâşâni bu eserinde hem Şii hem de Sünni hadis kaynaklarını kullanarak rivayetî tefsir yöntemini kullanmış olup bu eserinde çeşitli düşüncelerin ayrıntılı bir yorumunu sunmaya çalıştığından ‘el-Sâfî’ adını seçmiştir.

Feyz Kâşâni’nin hayatı

Molla Muhsin Feyz-i Kâşâni (1598-1689) 17. yüzyıl ilim ve tasavvuf halkalarından biriydi. Kâşân’da doğdu. Birçok âlim yetiştiren tanınmış bir aileye mensuptur. İlk hocası, zengin bir kütüphaneye sahip bulunan babası Şah Murtazâ’dır.  Çeşitli alanlarda iki yüzden fazla eser bırakmıştır.

İsfahan’da bir yıl kaldıktan sonra Seyyid Mâcid-i Bahrânî ve Molla Sadra’dan fıkıh ve hadis okumak için Şîraz’a geçti. Özellikle Molla Sadra’ya yakındı ve daha sonra kızıyla evlendi. Molla Sadra’nın emriyle Feyz unvanını seçti. Ayrıca Halil Kazvini ve Muhammed Salih Mazandarani’den çok şey öğrendi. Hikmet alanında Molla Sadra’yı takip etti ve irfanda Muhyiddin el-Arabi’nin fikirlerine yöneldi. Bu düşünce tarzı nedeniyle bazı fakihlerin düşmanlıklarını üzerine çekti.

Sâfî tefsiri Şiilerin en ünlü tefsiri olup Arapça yazılmıştır. Tüm Kur’an ayetleri rivayî tefsir(rivayî tefsirlerde Peygamber Efendimiz’in (sav) hadislerini ve masum imamların rivayetlerini kullanırlar) edilmiştir. Bu tefsir, müellifin kendi görüşlerini ifade ettiği değerli bir mukaddimeye sahip olarak onun Kur’an tefsirindeki yaklaşımını, dayanaklarını ve kullandığı yöntemleri ortaya koyabilecek bir tahlili vardır.

Feyz-i Kâşâni arkadaşlarının masum imamların (a.s) söz ve rivayetlerine dayanarak Kur’an tefsirlerini yazma talebinin  kendisini Sâfî tefsirini yazma motive ettiğini söyler. Ve Kur’an ayetlerini anlamanın ve açıklamanın ancak Peygamber (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt (as) vasıtasıyla mümkün olacağını, bu bakımdan onlardan olmayan hiçbir şeyin güvenilir olmadığını beyan etmektedir. Bu yüzden Kur’an tüm ayetlerinin ayrıntılı bir açıklaması olan Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve Ehl-i Beyt’in (as) sözlerine başvurmamak bir tür re’y tefsiri sayılabilir ve bu yanlıştır.

Feyz-i Kâşâni, Peygamber Efendimiz’den bir hadis naklederek Kur’an’ı kendi görüşüne göre tefsir edenin sapıttığını bildirmektedir.

Tefsir-i Sâfî’nin müellifi surenin adı, Mekki veya Medeni olması ve ayet sayısı ile başlar. Sonra muhkem ayetleri  tefsir eder. Daha sonra güvenilir Şii kaynaklarından ve ardından Sünni kaynaklardan rivayetler sunar. Bunun yanısıra nüzul sebebi, kelimeleri, kıraatları ve ayetlerin hasrekelerini beyan eder. Ardından surenin faziletleri ve okunmasının faydaları hakkında rivayetler sunar. Rivayetleri delilli ve belgesiz olarak rivayet eder. Bazı durumlarda rivayetin kaynağını da belirtmez. Bazı durumlarda kendisini söz konusu bölümü alıntılamakla sınırlamış ve rivayetin geri kalanını alıntılamaktan kaçınmıştır. Bazende rivayetleri tahlil eder veya açıklar.

Sâfî tefsirinin kaynakları

Tefsir konusunda Feyz-i Kâşâni, İmam Hasan Askeri ve Beyzavi tefsirinden çok yararlanmıştır. Mukaddemesinde Bakara suresinin tefsirinde İmam Hasan Askeri’nin Kur’an tefsirini kullandığını yazar. Rivayetleri naklederken Kumi, Ayaşi, Kâfi tefsirleri ve Cami’ü-l Beyan gibi birçok tefsirden yararlanmıştır.

captcha