IQNA

İslam'da çocuk eğitimi

Kur'an İlimleri Uzmanı Dr. Hacı Ebulkasım Dulabi, Ramazan ayı münasebetiyle IQNA Haber Ajansı tarafından hazırlanan "Yeniden Hayat" programının üçüncü bölümünde İslam'da çocuk eğitimi hakkında konuştu.
video kodu

Bismillahirrahmanirrahim

"...Rabbi ona hüsnükabul gösterdi ve onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriyyâ’yı da onun bakımı ile görevlendirdi..." (Ali İmran 37)

Allahu Teala üçüncü cüzdeki ayette Hz. Meryem'in hikâyesine işaret ediyor. Bu ayetin bizim konumuzla alakalı olan hususlarının bazı noktalarını takdim edeceğiz. Öncelikle iyi isim koymak konusuna değineceğiz.

Ali İmran suresinde okuyoruz. Meryem'in annesi çocuğunun ismini Meryem koydu ve bu isimlendirme ile iftihar etti. Meryem iffetli ve pak kadın anlamındadır.

Çocuğa iyi isim koymak anne ve babanın vazifelerindendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmuştur:  "Ya Ali çocuğun babasının üzerindeki hakkı şudur ki, ona iyi bir isim seçmelidir."

İkinci bir husus ise çocuğun manevi eğitimi için çabalamaktır. Hz. Meryem'in annesi buyurdu: Allah'ım ben kızımın ve onun neslinin şeytanın şerrinden korunması için sana sığınıyorum.

Anne ve babalar çocuklarının Allah ile olan irtibatını güçlendirme konusunda sorumludurlar. Çocuklarını mümin bir insan olarak yetiştirmelidirler.

Emir'ül Müminin Hz. Ali buyuruyor: "Çocuğa Kur'an'ın öğretilmesi baba ve annenin vazifesidir." Üçüncüsü husus çocuğun terbiyesi için uygun bir ortamı oluşturmaktadır. 

Meryem'in annesi onu bir ibadethaneye bırakıyor. Salih bir adam onun eğitimini üstleniyor. Kur'an diyor ki "Zekeriya ona kefil oldu..."

Anne ve babalar çocuklarının eğitimi konusunda vazifelere sahiptir. Onlardan biri çocukların eğitimi için uygun bir ortamı oluşturmaktır. Muhit uygun olmazsa çocuk o ortamın fasit kokusunu ve rengini alacaktır.

Çocuk ve gençlerin öğretim gördüğü okul ve üniversiteler çocukların terbiyesinde son derece önemlidir. Son husus ise kadınların manevi terbiyedeki konumunun önemidir. Ali İmran suresindeki ayetler gösteriyor ki kadınlar öyle bir mertebeye ulaşabilirler ki muhatapları melekler olsun.

Meryem yüce bir mertebeye erişti ve Allah'ın büyük peygamberlerinden birinin annesi oldu...

Kadın ve kızlara Kur'anî bakış ile zamanımızın ünlü ve etkili isimlerinin bakışı kıyaslandığında görüyoruz ki Batı'nın sloganı ve tebligatları kadından olabildiğince suistifa edebilmek için araçtır. 

Örnek olarak Batılı bilim insanlarından biri olan Arthur Schopenhauer (Avrupa'nın büyük filozoflarından ve psikoloji gibi modern bilimlerin babasıdır) kadının konumunu erkeklerden daha aşağıda görmekte, kadının rolünün sadece erkeklerin ihtiyaçlarını gidermek olarak görüyor ve onları çocuklara bakmakla yükümlü kimseler olarak biliyor.

Kadınlara küçük ve ahmak olarak hitap ediyor ve bu tabirle onlara iftirada bulunuyor. Ancak İslam İnkılabının Rehberi İslami öğretilerinin etkisi ile kadına yüce ve insani bir açıdan bakıyor ve kadınları toplumun öğretmeni ve eğitmeni olarak görüyor.

İmam Humeyni (r.a), İslam inkılabının mimarı olarak kadınların çocukları terbiyedeki rolüne ilişkin şöyle buyurmuştur: "Kadınların eteği en büyük medresedir, ki çocuklar orada yetişiyor..."

Allah'a emanet olunuz.