IQNA

İnanç İlkeleri; Mead /16

Fakirlere teveccüh etmede meadın rolü

13:33 - April 05, 2023
Haber kodu: 3479818
İnsan için kemâl ve güzel ahlâk bir tür mahrumiyet, sade bir hayat ve sıkıntılardan geçmenin sonucu elde edilir. Bütün bu sıkıntı ve musibetleri kaldıracak şey, kıyamet gününe ve o günün mükafatına ve azabına imandır.

İlâhi mükâfatın ahirette olduğuna inanmak, insana Kıyamet günü, ihtiyaç günü olduğu zaman bütün emeklerinin karşılığının kat kat fazlasını alacağı motivasyonunu verir.

Gerçekten insanı malını ve canını feda etmeye ve dünyevi arzularını terk etmeye gerçekten başka hangi faktör motive edebilir?

Allah ve onun evliyalarına kavuşma ve tanışma aşkı olmadan kişiyi bu zorlu yolda ilerlemeye ne motive edebilir?

Eğer ceza yoksa insan neden sorumluluklarını yerine getirsin?

Kıyamet gününde hesap kitap yoksa insanları başkalarının haklarını çiğnemekten ne alıkoyabilir?

Allah’a inanan insanlar kâfirlerin karşısında bu zorluklara katlanıyorsa bu Kur’an tarafından verilen vaatler ve müjdeler sayesindedir.

Mutaffifin suresi 34. ayeti şöyle buyuruyor: “Ama o gün de müminler kâfirlere gülecekler.”

Firavunun karısı güce, servete ve ziynet eşyasına aldanmıyorsa, o başka bir yere bakıyor. Tahrim suresi 11. ayeti: “Allah iman edenlere de Firavun’un karısını misal vermektedir: O, “Rabbim!” demişti, “Yüce katında, cennette benim için bir ev yap; beni Firavun’dan ve yaptıklarından kurtar ve beni bu zalimler topluluğundan da selâmete çıkar!”

Hz. Ali (a.s) en çok zarara uğrayan kişinin ahiret yerine dünya ile yetinen kişi olduğunu söyler.

Meada iman etmenin  takvalı olmayı, doğruluğu, güvenilirliği ve diğer küçük meseleleri artırdığı  kimseden gizli değildir. Biz Kur’andan ve rivayetlerden sadece birkaç örnek verdik.

Rivayetlerde Hz. Zehra (s.a) ve Hz Ali’nin (a.s) oğulları Hz Hasan (a.s) ve Hz Hüseyin'in (a.s) çocukluk çağında hastalandığı söylenir. Resûlullah (s.a.v.) ashabıyla onları ziyarete geldi. İnsanlar Hz Ali’nin eviden ayrılırken çocuklarının sağlığına kavuşması için adak olarak üç gün oruç tutmasını önerdiler. Hz Ali öneriyi kabu etti. Çocuklar iyileştikten sonra Hazreti Ali (a.s), eşi Hazreti Zehra (s.a) ve ailenin geri kalanıyla birlikte oruç tuttu.

İftar vakti ezan okununca namazlarını kıldılar ve oruçlarını açmak için sofraya oturdular. Birden kapı çaldı ve ihtiyaç sahibi olduğunu söyleyen bir adam onlardan yardım istedi. Hepsi ekmeklerini adama verdi ve evde yiyecek başka birşey yoktu. Onlarda oruçlarını sadece su ile açtılar.

İkinci gece bir yetim ve üçüncü gecede bir esir onlardan yardım istedi. Onlarda ellerindeki ekmekleri vererek su ile oruçlarını açtılar. İnsan suresi 10-22. ayetlerinde bu fedakârlıklarının sebebini okuyoruz: “Bu tutumları sebebiyle Allah onları o günün dehşetinden korur; yüzlerine aydınlık, gönüllerine sürur verir.”

“Sabretmelerine karşılık onları cennetle ve ipekli giysilerle ödüllendirir.”

“Orada koltuklara kurulurlar. Ne yakıcı güneş görürler orada ne de dondurucu soğuk.”

“Ağaçların gölgesi hemen üzerlerinde, meyveleri emirlerine âmâde kılınmış.”

“Her birinin etrafında gümüş kaplar, billûr kadehler, gümüş beyazlığında şeffaf kupalar dolaştırılır; ölçülerini de isteklerine göre belirlerler.”

 “Ayrıca kendilerine orada zencefil karışımlı dolu bir kadeh sunulur.”

“Oradaki selsebil denilen bir pınardan.”

 “Her birinin etrafında ölümsüz gençler pervane olur. Baktığında onları etrafa saçılmış inciler sanırsın.”

“Orada etrafa göz gezdirdiğinde benzersiz nimetler ve muhteşem bir saltanat ­görürsün.”

“Oradakilerin üzerlerinde yeşil renkli, ince ve kalın ipek elbiseler vardır; gümüş bileziklerle süslenmişlerdir, rableri onlara tertemiz bir içecek verir;”

“Bunlar sizin ödülünüzdür, çabanız boşa gitmemiştir.”

Aslında Mead ve Kıyamet gününe iman insanı toplumdaki ihtiyaç sahiplerine karşı sorumlu kılar. Yoksulların durumuna kayıtsız kalanlar, cehenneme girmelerinin sebeplerinden birinin de bu kayıtsızlık olduğunu kıyamet günü anlayacaklardır. Müdessir suresi 44. ayeti: “Yoksulu doyurmuyorduk;” Maun Suresi’nde olduğu gibi, yetimlerin ve ihtiyaç sahiplerinin ihmal edilmesinin sebebi, ahiret gününe iman eksikliğidir.

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Mead) kitabından alınmıştır.

captcha