IQNA

İslam sosyal meselelere kayıtsızlığa muhalefet eder

13:32 - April 11, 2023
Haber kodu: 3479896
İrfân kavramının temelini “Men arefe nefsehû fekad arefe Rabbehû” hikmeti oluşturur. Yani “Kendini bilen, Rabbini bilir.” Bazı rivayetlere göre Rasulullah Efendimiz’e (s.a.v.) bazı rivayetlere göre de Hz. Ali’ye (r.a) ait olan bu söz kulluğun ve tasavvufun özüdür.

Bazen irfân sosyal gerçeklerden bağımsız olarak inzivaya çekilmek ve nuru aramak anlamına gelir. Böyle bir yaklaşım İslam’a aykırıdır.

Bazı insanlar kendi içlerine kapanarak arifane bir yaşam ünvanıyla etraflarındaki karanlığın ve insan hakları ihlallerinin, mazlumların iniltilerini anlamaz ve ilâhi nura ulaştıklarını iddia ederler. Bu İslami öğretilere aykırıdır. Müslüman bir insan, şiddet ve karanlığın, başkalarının haklarını hiçe saydığını gördüğünde nuru göklerde aradığını iddia etmesi nasıl mümkün olabilir?

Seher duasının mesajlarından biri şöyledir: Allah’ım bizi sadece nuru yüksek âlemde arayan, insanlar arasındaki karanlıklardan bihaber olanlardan eyle. Allah’ım, bizi sadece dünya hayatını düşünen ve ahiret hayatından gafil olanlardan eyleme. Burada vurgu “küll” yani göklerdeki ve yerdeki nurdur. Sadece gökyüzünde nuru arayanlar küçük  bakış açısına sahiptirler.

Ayet kıyamet gününde yeryüzünün nurlanacağından bahsediyorsa, bu her yere yayılacak olan adalet nurudur. Aydınlığa ulaşma ve karanlıktan kurtulma endişesi hayatın tüm katmanlarını kapsayan bir endişedir.  İster dünyevi hayatın alanları olsun, ister diğer alanlar. Kur’an ayetlerinin insanın elinden tutarak onun hareketi ile birlikte nur konusunu açıklaması ve insanın nasıl nuru elde edebileceğini bildirmesi  önemlidir.

4050382

captcha