Sosyolog ve din araştırmacısı merhum İmad Efruğ Hz Ali’nin (a.s) düşüncelerini tanıttığı dersler dizinin 25. Dersinde Hz Ali’nin (a.s) dünyadan uzak durma ve dünya sevgisinin gerekliliği konusundaki görüşlerini açıkladı. Özet metin şöyledir:
Hz Ali’nin (a.s) dünya görüşü bahsinde Nehcü’l Belağa’nın 145. Hutbesi ve 68. Mektubuna değineceğim.
14. Hutbeyi okuyoruz:
“Dünyanın fani olması hakkında...
"Ey insanlar! Siz bu dünyada ok atılacak hedeflersiniz; her yudum suda boğaza kaçıp boğulma, her lokmada boğazda durup ölme tehlikesi vardır. Bir nimetine ancak bir başkasından ayrılarak nail olabilirsiniz. Bir gün yaşamak, ancak ömürden bir gün eksiltmekle olur. Yediği miktarı artırmak ancak daha önceki rızkını tüketmekle olur. Onun bir eseri ölmeden, bir başka eseri dirilmez. Ondaki bir yeni yıpranmadan, bir başkası yenilenmez. Onda bir şey düşmeden, yenisi bitmez. Asıllarımız gittiler, biz onların dallarıyız; asıl gittikten sonra dalın ne hükmü kalır?
"...Bir sünnet terk edilmeden hiç bir bidat çıkmaz. Bidatlerden sakının, apaçık hidayet yoluna yönelin. İşlerin en efdali köklü işler, bidatler ise en şerli işlerdir.”
Hz Ali’nin (a.s) hilafetinden önce Selman-i Farisi’ye gönderdiği mektuptur Nehcü’l Belağa’nın 68. Mektubu:
“Dünyanın durumu, yılana benzer; dokununca yumuşak gelir, fakat zehiri öldürür. Sana hoş gelen şeyden yüz çevir. Zira çok azı seninle kalır. Ondan ayrılacağını yakinen bildiğin için, dertlerini ve belalarını kendinden uzaklaştır. Onunla en fazla dost olduğun zaman, ondan en fazla sakınacağın zaman olsun. Çünkü onun dostu her ne zaman neşeyle ve sevinçle ona inanır, kanarsa dünya onu korkulara, müşkülatlara daldırır; avundur, ünsiyet ettirirse o zaman da dertlere, korkulara iter. ve's-Selam.”