IQNA

İnanç İlkleri; Mead / 21

Ölüm çeşitleri

17:58 - May 16, 2023
Haber kodu: 3480305
İnsanların ölümü farklı şekillerde gerçekleşmekte olup bunun üzerine düşünmek zihinlerin uyanmasına yol açabilir.

Kalbin ölümü

Kur’an-ı Kerim, insanların dertlerine karşı duyarsız ve kalpleri zalim olanları ölü olarak nitelendirerek Peygamber Efendimiz’e (a.s.v.) şöyle buyurmaktadır: “Bil ki sen ölülere işittiremezsin, arkalarını dönüp giderlerken sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.” (Neml suresi 80. Ayeti, Rûm suresi 52. Ayeti)

Hz Ali (a.s.) dünyaya bağlı olan insanlar hakkında, dünyanın onların kalbini öldürdüğünü söyler.

Nehcü’l Belağa’da fitne ve kötülükleri görüp de tepki göstermeyenlerin, el ve sözleriyle bunlara engel olmayanların ve  hatta kalpleri üzülmeyenlerin dirilerden ölüler gibi olduklarını da okuyoruz.

Nehcü’l Belaga’dan 374. Hikmeti okuyoruz: “İyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymakla ilgili olan di­ğer bir sözünde de şöyle buyurmuştur: “insanlardan bir grup münkeri eli, dili ve kalbiyle reddeder; bunlar bütün iyi has­letleri kendilerinde toplamışlardır. Bir grup da münkeri kalbi ve diliyle inkâr eder, ancak eliyle bir iş yapmaz; bun­lar da iyi hasletlerden iki haslete sarılmış, bir hasleti zayi etmişlerdir. Bir grup da sadece kalbiyle inkâr eder ve diliy­le inkâr etmez; bunlar da üç hasletten en değerli iki hasleti zayi etmiş, sadece bir haslete sarılmışlardır. Bir grup da münkeri eli, dili ve kalbiyle reddetmeyi terk etmiştir; bun­lar da yaşayan ölülerdir. Bütün iyi ameller ve Allah yolunda cihat, marufu emredip münkerden alı-koymak karşısın­da, engin denizdeki bir damla gibidir. Marufu emredip münkerden alıkoymak ne eceli yaklaştırır, ne de rızkı azal­tır. Bunların hepsinden daha üstünü, zalim bir önderin karşısında hak bir söz söylemektir.”

Dualarda ise şöyle okuyoruz. Allah’ım! Büyük günahlar kalbimi öldürdü.

Toplumun ölümü

Hareket etmeyen ve çevresinde olup bitenlere teveccüh etmeyen insana nasıl ölü deniliyorsa, gelişmeyen, fesada ve ahlaksızlığa kayıtsız kalan bir toplum da ölü toplumdur.

Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi 179. Ayetinde şöyle buyrulmaktadır:  “Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız.”

Mazlumun haklarının zalime karşı savunulamadığı bir toplum ölü bir toplumdur. İyiliği emredip kötülükten sakındırmayan, eleştiri, özgürlük ve adalet olmayan toplum ölü bir toplumdur.

Hz Ali Nehcü’l Belağa’nın 51. Hutbesinde şöyle diyor: "Bunlar (Fırat’ı ele geçirip su almanıza engel olmakla) sizi savaş sofrasına davet ediyorlar. O halde siz ya zilleti kabul edip makamınızdan düşecek, ya da kılıçları kanla sulayıp suya kanacaksınız. Ölüm, mağlup-makhur düşerek yaşamanızda, hayat ise galip-kahir gelerek ölmenizdedir. (İzzet içinde ölmek zillet içinde yaşamaktan daha iyidir.)

Hz Ali  (a.s) bir hadisinde fakirliğin büyük ölüm olduğunu söylemiştir. Dolayısıyla bağımlı, hareketsiz ve güçsüz bir toplum ölü bir toplumdur.

Kırmızı ölüm

İslam’da ölümün en faziletlisi Allah yolunda şehit olmaktır. İslam’ın şehadete verdiği değer, başka hiçbir okulda görülmez. Kur’an’da şehadetin ve şehidlerin büyüklüğüne dair pek çok ayet vardır.

Ali -İmrân suresi 169. Ayeti: “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma! Bilâkis onlar diridirler; Allah’ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleriyle sevinçli bir halde rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar.” 

Al-I İmrân suresi 195 ayeti: “.. Hicret edenlerin, yurtlarından çıkarılanların, benim yolumda eziyete uğratılanların, savaşanların ve öldürülenlerin, işte onların günahlarını elbette sileceğim. ..”

Nisâ suresi 74. Ayeti: “O halde, dünya hayatını verip âhireti almak isteyenler Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.”

İslam’ın bütün ileri gelenleri öyle ya da böyle şehit olmuş, yetişmiş imamların hepsi şehitliği sevmiştir. Kerbela’da Hz Hüseyin (a.s) yeğenine Allah yolunda şehitlik hakkında ne düşündüğünü sorduğunda 13 yaşındaki çocuk, şehitliğin  baldan daha tatlı olduğunu söylemiştir. Ali Ekber babası Hz Hüseyin’e (a.s) ‘yolumuz hak ise şehadetten en ufak bir korkumuz yoktur’ demiştir.

İslam Peygamber’i (s.a.v.) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Her hayrın üstünde bir hayır daha vardır ki, insanın Allah yolunda şehadetinden daha hayırlısı yoktur.”

Şunu da belirtmek gerekir ki, hayatın tatlı ve acı hâdiseleri onu yolundan saptırmadan, zorbalara, onların tehditlerine aldanmaz, fitnelerden etkilenmez ve masum bir liderin çizgisinde kalırsa ve bu durumda ölürse kanı akmasa bile şehittir. Çünkü ömür boyunca kalbi kan ağlamış masum liderin peşinden gitmekten vazgeçmemiş ve onu korumuştur. Hz Ali (a.s); Allah’ın, Peygamberin (s.a.v.) ve Masum İmamların (a.s) hakları konusunda sebat ederek yatağında ölen kişinin şehit olduğunu ve mükâfatının Allah katında olduğunu söylemiştir.

Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Mead) kitabından alıntıdır.

captcha