Günümüz dünyası acele ve birşeylere koşmakla dolu bazen tüm bu telaşın ve koşuşturmacanın hangi hedefe doğru olduğunu düşünebiliriz.
Bu soruya cevap vermez bu gaflet ve dikkatsizliğe devam edersek, davranış ve eylemlerimiz giderek anlamsızlaşacak ve bu saçmalık tüm hayatımızı kapsayacaktır.
Kur’an-ı Kerim ayetleri insanlara acele etmelerini söyleyerek iyilik yapanların çabalarını, nihai hedefi ilâhi bağışlanmaya ve ebedi cennet nimetlerine ulaşmak için manevi bir yarışmaya benzetir.
Al-i İmran suresi 133.ayeti: “Rabbinizin mağfiretine mazhar olmak ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup gökler ve yer kadar geniş olan cennete girmek için yarışın!”
Günahlardan arınmadan ve bağışlanma olmadan manevi bir mertebeye ulaşmak mümkün olmadığına göre, bu yarışmanın gayesi önce mağfirete, sonra da gökler ve yer kadar geniş olan cennete ulaşmaktır.
Nur tefsirinde bazı alimler cennet ve cehennemin zaten var olduğuna inanırlar ve bu inanışlarının bir sebebi de Kur’an’da bu ayette geçen “takva sahipleri için hazırlanmıştır” veya “kafirler için hazırlanmıştır” ifadeleridir.
Bu ayette geçen günahların bağışlanması İlâhi bir iş olup bu bağışlanmada acele edin denmesi ilahî mağfirete vesile olan salih amellerde acele etmek demektir.
Hz. Ali (a.s) bu ayetin tefsirinde ‘ilâhî vazifelerinizi yerine getirirken birbirinizle yarışın’ demiştir.
Mesajlar:
1- Hayırlarda acele etmek onların kıymetini artırır.
2- Tevbede Allah’tan bağışlanma dilemede acele etmek lâzımdır.
3- Günahların bağışlanması, ilâhî lütuflardandır.
4- İlk olarak bağışlanma daha sonra cennet gelir.
5- Muttakilerin cennetine dahil olmak için çabuk gitmenin şartı onların safında olmaktır.