Dünya ve ahirette güzel bir hayat, tertemiz, mutlu, huzurlu, müreffeh, güvenli, muhabbetli bir hayat yaşayabilmek için “iman” edip “salih amel” işlemek gerekir.
Muhammed Ali Rıza İsfehani Nisâ suresi 34. ayetinin bazı noktalarına değindi: “Allah’ın, (iki cinse) birbirinden farklı özellik ve lütuflar bahşetmesi ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. “
Kur’an, saf bir yaşam elde etmek için erkeklik ve kadınlığın müdahalesini reddeder. Ortak noktaların yanı sıra, kadın ve erkek arasında her birinin görev ve sorumluluklarında farklılıklar bulunmaktadır.
Önemli olan nokta, İslam’ın evin dış yönetimini erkeklere, iç yönetimini de kadınlara bırakmasıdır. Bu, erkeklerin kadınlardan üstün olduğu anlamına gelmez.
Kur’an öğretilerinin tefsirinde, özellikle aile tartışmasında, sistematik bir Kur’an görüşüne sahip olmalıyız.
Batıda ve kendi toplumumuzda aile alanında yaşadığımız sorunların çoğu, bu konuya Kur’an-ı Kerim perspektifinden sistematik bir şekilde bakmamış olmamızdan kaynaklanır. Bu yüzden örneğin, nafaka ve çeyiz ve kadının aile yönetimindeki konumuna dikkat etmeden, miras konusuna odaklanamayız.
Kadın ve erkek arasındaki ilişki hakkında birkaç görüş var:
1-Ataerkillik 2. Feminizm 3. Yönetim eşitliği
İlk iki görüşe ek olarak, yönetimde eşitlik olan üçüncü bir görüş daha vardır. Bu, aile üyeleri arasında birçok çatışmanın ortaya çıkmasını gerektirir. Ancak İslam bu üç görüşten hiçbirini kabul etmemiş, kadın ve erkeğin birbirini tamamladığını ve eşit olmadığını belirten yeni bir görüş ortaya koymuştur.
Dördüncü yöntemde tarafların birbirlerine üstünlükleri olmadığı gibi diğerinin haklarına tecavüz de yoktur ve her ikisi de aileyi yönetir. Biri evin dışında, diğeri evin içinde. Hukuki yönden erkekler ailenin istikrarının sebebi, kadınlar ise birbirinin destek ve tamamlayıcısıdır ki bu Batı’daki kadın-erkek eşitliğine aykırıdır.
Bazı durumlarda problem ailenin sorumluluğunu üstlenmeyi değer üstünlüğünün bir kanıtı olarak görmeleridir. Bu kelimenin otorite sahibi anlamına geldiğini sandılar. Mekarim Şirazi gibi bazı müfessirler ailenin sorumluluğunu üstlenmeyi bir erkeğin karısına ve ailesine hizmetinin bir işareti olarak görür.
Erkekler geçim masraflarını karşıladıkları ve çeyiz verdikleri için mirastan da kadınlara göre daha fazla pay alırlar.
Kur’an-ı Kerim’de Hz. Zehra’nın (a.s) faziletleri hakkında kitaplar ve makaleler yazılmıştır. Hz Zehra ile ilgili birçok ayet ketegorisi bulunmaktadır. Örneğin Kevser suresi .
Kevser suresinin iki mucizesi vardır: ilki Allah Peygamber Efendimiz’e erkek çocuk vermemiş olup İslam Peygamber’ini soyu kesik olarak itham ederek dil uzatan As b. Vail’in neslinin davam etmemesidir. Tarihte on oğlu ve kızı olduğu belirtilir, ancak bir veya iki nesil sonra nesli tükendi. İkinci mucizesi ise Hz Fatıma’nın çok boyutlu Kevser olmasıdır. Onun nesli 50 milyondan fazla insandır.
Onlar manevi yönden kevserdirler yani bol hayır ve nimet sahibidirler. 12 masum onların evlatları sayılır. İlmî yönden de, Ehl-i Beyt’in (a.s.) bize ulaşan ve Kevser’in çeşitli boyutlarını ifade eden bazı ilimleri dahil pek çok nimetleri vardır.
3477110