IQNA

Çin’in uluslararası ilişkiler uzmanı yazdı:

Kur’an yakma Batı toplumlarındaki köklü İslamofobinin bir sonucudur

14:29 - July 25, 2023
Haber kodu: 3481107
PEKİN (IQNA) - Amerika ve Avrupa toplumlarında yaygın ve köklü İslamofobi Kur’an’a hakaret etmenin en temel nedenidir.

Global Times sitesinin haberine göre, Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Enstitüsü Amerikan Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi Jia Chunyang, Batı toplumunda Kur’an yakılması ve İslamafobi ile ilgisi hakkında şunları yazdı: Irak İsveç hükümetinin Kur’an-ı Kerim’in tekrar tekrar yakılması, İslam’a hakaret edilmesi ve Irak bayrağının yakılmasına izin vermesi nedeniyle İsveç büyükelçisini sınır dışı etti ve üst düzey diplomatik temsilcisini geri çağırdı. Polis korumasında Haziran ayında Stockholm’de Irak büyük elçiliğinin önünde Kur’an yakılmasına izin verildi.

Bu Kur’an’ın İsveç’te ilk yakılışı olmayıp Ocak ayında Stockholm’de Türk büyükelçiliği önünde aşırı sağcı göstericiler Kur’an’ın bir nüshasını yaktı ve İslam karşıtı sloganlar attılar. Türkiye bu eylemi derhal kınadı ve İsveç’i bu gruba gösteri yapmasına izin verdiği için eleştirdi.

İsveç dışında, birçok Batı ülkesinde başka Kur’an yakma veya İslam’a karşı başka saldırı eylemleri oldu. 2012 yılında Afganistan’daki Bagram Hava Üssü’ndeki askerler Kur’an-ı Kerim yaktı. Ayrıca aynı yıl Amerikalı-Mısırlı bir sinemacı tarafından “Müslümanların Masumiyeti” adlı İslam karşıtı bir kısa film çekilmiş ve İslam peygamber’ine hakaret edilmişti. Fransız dergisi Charlie Hebdo da defalarca İslam’ı hicveden veya aşağılayan karikatürler yayınladı. Bütün bunlar, İslam dünyasının sert tepkiler aldı.

Hassasiyet bilincinde olarak İslami kutsal şeylere hakaret etmek

Aslında Batılı ülkeler, Kur’an’ın ve İslam Peygamberi’nin dünyadaki Müslümanların kalbindeki öneminin yanı sıra İslam’a karşı küfürün sonuçlarının da bilincindeler. Bu ülkeler, dini nefret uyandıran bu tür eylemleri yasaklamamakta, ancak ifade özgürlüğünü destekleme bahanesiyle yeşil ışık yakmaktadır. Oysa ABD ve Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlar günlük yaşamlarında ayrımcılık ve nefret suçlarına maruz kalmaktadır.

ABD liderliğindeki Batı, BM İnsan Hakları Konseyi’nin Kur’an’ın yakılmasını kınayan bir karar almasını açıkça yasakladı. BM İnsan Hakları Konseyi, Batı’nın muhalefetine rağmen 12 Temmuz’da İsveç’te Kur’an’ın yakılmasının ardından dini nefretle ilgili bir karar aldı. Karara, ABD ve Avrupa Birliği şiddetle karşı çıktı.

İslam’a ve Müslümanlara yönelik akılcı olmayan ön yargılar

Bunun en temel nedeni, Amerika ve Avrupa toplumlarında İslam’a ve Müslümanlara yönelik korku, nefret ve akıl dışı önyargılardır. Amerika ve Avrupa, eşitlik ve hoşgörüden yana olduklarını haykırsalarda  İslam’a ve Müslümanlara karşı hoşgörüsüzlük göstermekle kalmayıp, onlara karşı ayrımcılık ve hatta nefret besliyorlar. Bazı politikacılar Müslümanlara eşit muamele jestleri yapmış olsalar da, derin İslamofobileri Kur’an’ın yakılması gibi saldırgan eylemleri kabul etmek ve göz yummak ve BM İnsan Hakları Konseyi’nde bu tür eylemleri kınayan kararlara karşı çıkmak da dahil olmak üzere politika yönelimlerini şekillendirmeye devam ediyor.

Kur’an yakma Batı toplumlarındaki köklü İslamofobinin bir sonucudur

Batı, Çin’in Sincan ve Müslüman yönetimi konusundaki politikasını sık sık eleştiriyor. Ancak BM’nin Kur’an’ın yakılmasını kınayan, kararını onaylayan Çin’dir.

4157503

captcha