Havza okulu üstadlarından Mehdi Hadavi Tahrani Vâkıa suresi 62. ayetinin tefsiri hakkında bazı noktalara değindi. Özet metin şöyledir:
Vâkıa suresi 62. ayetinde şöyle buyruluyor: “Hiç kuşkusuz ilk yaratılışınızı biliyorsunuz; düşünüp ibret alsanıza!”
Şeyh Tusi'ye göre ‘ilk yaratılış’ bu dünyayı, ikinci yaratılış ise ahiret ifade eder. Allame Tabatabai Şeyh Tusi’nin görüşünü kabul ederken, Allah’ın dünyayı boş yere yaratmadığını, ekliyor. Yani ilk yaratılışın boş olmadığını bildiğiniz zaman ikinci yaratılışın da var olduğunu söylüyor.
Allame Tabatabai’nin buradaki görüşü felsefi bir tartışma olup felsefede, mahlukatın varlığının her zaman yaratıcının varlığına bağlı olduğu anlatılır. Bazıları Orta Çağ’da Tanrı’nın dünyayı yarattığını ve sonra onu terk edip emekliye ayrıldığını söyledi. Bazıları da daha mantıklı göstermeye çalışarak, dünyanın düzeni bozulunca Allah onu düzeltir dediler. Bu, saatçinin teorisi olarak bilinir. Batı’daki bu görüşler, zayıf felsefelerinden kaynaklanmaktadır. Asıl olan şudur ki Allah dünyayı yaratmış ve her an idare etmektedir ve eğer dünyayı kendi haline bırakırsa her şey altüst olur.
Bazen insanlar hayvanlar kadar bile etraflarında olup bitenlere teveccüh etmeden anlayıştan yoksun olarak bu nimetlerin nereden geldiğine ve kimin yarattığına bakmadan sadece yer, içer ve nimetlerden faydalanırlar. Allah diyor ki, etrafınıza bakarsanız, eğitim almaya bile gerek duymadan, dünyada olanları görerek Allah’a inanırsınız. Bu nedenle Kur’an kendisini hatırlatıcı olarak nitelendirir.
Kur’an’nın bu ayetlerinde bir tohumun ekilip bitkiye dönüştüğü ve o bitkinin meyve verdiğinden bahsedilir. Tohumu geliştiren ve onu bir bitki yapanın Allah olduğunu bilmemiz gerekir.
Bu ayetlerin amacı bitkilerden, gelişmelerinden ve sudan bahsetmek değil kıyamet, hakikat ve yeniden yaratılışı hatırlatmak içindir. Diğer ayetlerde şöyle buyuruyor: “Ektiğiniz tohumu düşündünüz mü? Onu siz mi bitiriyorsunuz yoksa biz miyiz bitiren? Dileseydik onu kuru bir çöpe çevirirdik de şaşırır kalırdınız: “Doğrusu çok zarara uğradık! Daha doğrusu büsbütün mahrum kaldık” (derdiniz)”.
(Vâkıa:63-4-5-6-7)
Allah, hayatta yaptıklarınızın gerçek bir meyvesi yoksa ahirette fayda göremeyeceğimizi söylüyor. Dünya ahiretin ekinliği çiftliği ve tarlasıdır. Bir insan ahireti için yükünü hazırlamazsa onun akıbeti ne olur? Bazı yorumlarda cehennem azabının belki de en büyüklerinden birinin pişmanlık olduğu söylenmektedir.
Bu dünyada boş yere geçirdiğimiz vakitlerde iyilikler yapma veya en azından Peygamber Efendimiz’e salavat gönderme imkanımız varken bunu kullanmalıyız. İnsan bir an bile zikir ve salavat getirerek Allah’ı anmaktan gafil olmamalıdır. Ancak biz zikir ehli değiliz ve bunu Kıyamet günü pişmanlıkla arayacağız.
*Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai 1281 yılında Tebriz’de dünyaya geldi. Felsefe ve Kur’an tefsiri alanında özel ihtisasa sahip olan, zamanının önde gelen din adamlarından biriydi. El Mizan tefsiri onun ünlü eserlerinden biridir.
*Muhammed b. Hüseyin Tusi miladi 995 yılında Tus’ta dünyaya geldi. Şii alimlerden biriydi. Tefsir, Kelâm, Ricâl vb. ilimlerde özel ihtisas sahibiydi.
4123164