İlahi imtihanda nasıl başarılı olunur?
Bakara suresi 155. ayetinde şöyle buyruluyor: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!” Allah’ın imtahanlarını başarıyla geçmenin yolu nedir?
Allah’ın adil olduğunu ve imtihanların bazen derunî yeteneklerimizin sınanması ve gelişmesi nedeniyle olduğunu söyledik, ancak tüm bu zorluklar ve meşakkatler karşısında başarılı olmak için ne yapmalıyız? Kur’an-ı Kerim bunu başarmamız için bize 6 yol gösterir. Bunlardan ikisi şöyledir:
1-İlâhi bir dünya görüşüne sahip olmak
Kur’an, zorluklara sabredenleri övmekte ve onların ilahî dünya görüşleri nedeniyle zorluklara göğüs gerdiklerini, Allah için olduklarını herşeyin Allah’tan olduğunu ve emanetçiden başka birşey olmadıklarını söylemektedir. Ayrıca bu dünyanın bir geçiş yeri olduğu, kimsenin kalıcı yurdu olmadığından bahsedilir. “Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler.” (Bakara:156)
Böyle bir bakış açısı ve dünya görüşü insanların olayları doğru şekilde ele almaya ve zorluklara göğüs germeye hazırlar.
2- İlâhi sünnetlerin bilincinde olmak
Kur'an-ı Kerim, günümüz insanının geçmişte yaşayan insanlardan hiçbir farkı olmadığını ve cennete ulaşmak için herkesin bu imtihan ve zorluklardan geçmesi gerektiğini söylüyor.
Bakara suresi 214. ayeti: “Yoksa sizden öncekilerin çektikleriyle karşılaşmadan cennete girebileceğinizi mi sandınız? Onlar öylesine yoksulluk ve sıkıntı çekmişler, öyle sarsılmışlardı ki peygamber ve yanındakiler, “Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?” demeye başladılar. Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.”
Geçmişteki ümmetlerden bazıları, nefislerinin kıskançlık, kin vb. olumsuz duygularına kapılarak kutsal kitapları ve dolayısıyla dinleri konusunda derin ihtilâflara düşüp dalâlete saptıkları gibi bazıları da yoksulluk ve sıkıntılarla denenmişler. Tarih boyunca iman ve hak sahibi insanlar en çetin musibetleri çekmiştir, şimdi sıra sizdedir bu İlâhi bir sünnettir. Kur’an’ın bir başka ayeti olan Meryem suresi 40 ve 51. ayetlerinde Peygamberlerin ve önceki ümmetlerin tarihini hatırlatarak, musibetlerin sadece kendileri için olduğunu sanmamalarını söyler.
Kur’an-ı Kerim Ahkâf suresi 35. ayetinde Peygamber Efendimiz’e sabretmesini emretmektedir: “Azim ve kararlılık sahibi peygamberlerin sabrettikleri gibi sen de sabret. “
İnsanlar musibetlerin İlâhi bir sünnet ve kanun olarak herkes için olduğunu anladıklarında daha hazırlıklı olurlar. Ramazan ayında herkesin oruç tuttuğunu bildiğimiz için rahatlıkla oruç tutuyoruz ama Ramazan ayından sonra oruç tutmak daha da zorlaşıyor.
Kur’an-ı Kerim, müminlere oruç tutmalarını emrederken, orucun sadece onlara değil, önceki ümmetlere de oruç tutmanın emredildiğini hatırlatır: “Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı gibi sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde oruç yazıldı. “ (Bakara: 183)
Devamı var....
