Kur’an-ı kerim Bakara suresi 155. ayetinde şöyle buyuruyor: “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!”
Peki bu imtihanın araçları nelerdir? Kur'an, insanın canı ve malının imtihana vesile olduğunu söylüyor. Andolsun ki mallarınız ve canlarınız konusunda denemeden geçirilirsiniz;” (Al-I İmrân:186)
Enbiyâ suresi 35. ayeti: “Her can ölümü tadacaktır. Denemek için sizi kötü ve iyi durumlarla imtihan ederiz. Sonunda bize geleceksiniz." İnsanlar tatlı ve acı olaylarla da imtihan edilmektedir.
Allah insanı korku, açlık, kıtlık, mal kaybı, sevdiklerini kaybetmek, nimet almak ve nimeti vermek gibi farklı şeylerle imtihan eder.
İnsanların bu imtihanlar karşısındaki tepkileri farklı olur. Başlarına gelen musibetler ve acı olaylar karşısında bir grup insan şikayet ederek Allah’ın adalet, lütuf ve hikmetini sorgulamaya başlarlar. Kur’an-ı Kerim bu grubu şöyle tanıtır: “Başına bir fenalık geldi mi sızlanır durur.” (Meâric:20)
Diğer grup ise zorluklara sabırla göğüs gerer ve “Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, “Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz” derler. (Bakara:156)
Üçüncü bir grup insan ise zorluklarla veya kayıplarla karşılaştıklarında sadece sabretmekle kalmayan, aynı zamanda Allah’a şükredenlerdir. Ziyareti Aşura duasında şöyle okuruz: “Allahım!hamd sana mahsustur. Aşura gününün zorluk ve musibetlerine karşı İmam Hüseyin’in (a.s) ashabının şükrüne benzer bir şükran sanadır.” Evet, Allah yolunda zorluklara katlanmak ve şehadete ermek, Allah adamlarının en büyük arzusudur ve arzularına ulaştıklarında hemen Allah’a şükrederler.
Dördüncü grup insanlar ise daha gelişmiş, bilinçli ve severek zorluk ve musibetlere doğru yol alırlar. İslam’ın zuhurunun başlangıcında, Müslümanlar teçhizat ve erzak sıkıntısı ile karşı karşıyaydı. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) bazı sahabeleri yanına gelerek kâfirlere karşı savaşabilmeleri için gerekli teçhizatı vermesini isterdi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) onlara verecek o teçhizata sahip olmadığını söylerdi. Kur’an-ı Kerim’de onlar hakkında şöyle buyurulmaktadır: “Kendilerine binek sağlaman için sana gelip de, “Sizi bindirecek bir şey bulamıyorum” diye cevap verdiğin zaman, harcayacak bir şey bulamamanın üzüntüsünden göz yaşları dökerek geri dönenlere de günah yoktur. “ (Tevbe:92)
İnsanlar zorluk ve musibetler karşısında farklı kapasiteye sahip olduklarından tepkileride farklı olur.
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Adl) adlı kitabından alıntıdır.