Nehcü’l-Belağa uzmanlarından Bahşali Kanberi, Nehcü’l-Belağa’nın bakış açısıyla toplumsal ahlak konulu dersler dizisinin “Kibrlenmekten kaçınma” başlıklı 13. bölümünde şu açıklamalarda bulundu:
Nehcü’l Belağa’nın 192. Hutbesi El-Kasia (hakir görme) olarak da adlandırılır ve en uzun hutbedir.
Hz Ali farklı kabilelerden insanların ataları, mal ve mülkleri vs. hakkında birbirleriyle övündükleri ve kibirlendiikleri haberini alınca Kufe’de bu hutbeyi okudu. Hz Ali müezzine camiye gidip ezan okumasını söyledi. O günlerde ezan iki maksatla okunurdu: Namaz için ve önemli işler için insanları bir araya çağırmak için. Hz Ali (a.s) bu hutbesinde kibrin çeşitli sebeplerini ortaya koyarak kibirlenenlerin ve övünenlerin şüphesiz şeytanın tâbi olduklarını belirtmektedir.
Kibir, kendimizi başkalarından üstün gördüğümüz zamandır. Örneğin bir öğretmen kendini meslektaşlarından üstün görüyorsa bu tekebbürdür. Unutmamamız gerekir ki tekebbür başkaları ile kıyaslandığında derunî olarak insanın kendini beğenmesinden ve bencillikten kaynaklanır.
Hz Ali (a.s) kibir için farklı sebepler sayar. Ancak sebepleri ve kökleri ne olursa olsun, bu hutbede kibirli ve kendini beğenmiş kişilerin lanetlenmiş şeytanın gerçek takipçileri olduğunun altı çizilmiştir. Çünkü ateşten yaratılan şeytan yaratılışıyla övünür ve çamurdan yaratılan Adem’e secde etmez. Dolayısıyla kendilerini başkalarından üstün gören ve insanlara karşı alçakgönüllü davranmayanlar, bilseler de bilmeseler de isteselerde istemeseler de kovulmuş şeytanın sadık takipçileridir.
Hz Ali (as) hutbede kibrin aslı ve kendisiyle ilk övünenin şeytan olduğunu vurgular.
“O gereksiz yere kıskandı ve Âdem’e karşı yaratılışıyla övündü, onun aslına karşı asabiyet güttü. O asabiyet davasında aşırılığa gidenlerin önderi, büyüklenenlerin öncüsü, Allah'ın düşmanıdır. O asabiyetin temelini kurdu. Zorbalıkla Allah’la çekişmeye kalkıştı; izzet libasına büründü, tevazu maskesini çıkardı.”
Şeytan'a uyan kişinin özelliklerinden biri de kibir ve böbürlenmedir.
4134172