Bütün Peygamberlerin neden Doğu’dan olduğu sorusu sıkça akla gelen sorulardan biridir. Batı’nın geçmiş tarihi bizim için net olmadığından Peygamberlerin Doğu’da olduğuna inanmamız için hiçbir neden yoktur. Tam tersine, Yunus Suresi’nin “Her ümmetin bir elçisi vardır” ayetine dayanılarak Batı'daki milletlerin de ilahi elçilerinin olduğu iddia edilebilir.
Kur’an-ı Kerim’de 25 Peygamber’in isminden bahsedilmekte olup Mü’min suresinde bu sayısını daha fazla olduğu zikredilmektedir. “Senden önce de elçiler gönderdik; onlardan sana hayat hikâyelerini anlattıklarımız var, anlatmadıklarımız var. “
Bu ayetten anlaşıldığı üzere Kur’an’da adı geçmeyen Peygamberlerin oldupundan bahsetmektedir. Bu konuda hadislere bakarsak Ebu Zer Gaffari’nin rivayet ettiği İlâhi elçilerin sayısı ile ilgili en meşhur olanıdır. Ebu Zer Gaffari Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) Allah’ın elçilerinin sayısını sordu ve Allah’ın Resulü (s.a.v.) 124 bin cevabını verdi.
Bakara Suresi’nin 136. ayetine, Al-i İmran Suresi’nin 86. ayetine ve Nisa Suresi’nin 105. ayetine göre bütün ilâhi Peygamberlere iman etmek gerekir. Bunun nedeni belki de Nübüvvet meselesinin tesadüfi olmayıp sürekli bir İlâhi akım olmasıdır. Önceki peygamberlere iman, Allah'ın tarih boyunca tüm insanlar için sonsuz lütfuna iman, Allah'ın sarsılmaz hikmetine iman, yanılmaz liderliğin gereği olan kalıcı bir zarurete iman demektir. Gerçeğin batıl üzerindeki zaferine olan inanç ve güven anlamına gelir.
İnsanlık tarihi boyunca hak cephesi ile batıl cephesi arasında çatışmaların her zaman olduğu ve her aşamada, sonunda hakikat zafere ulaşmış, batıl cephesi ise rüsva olmuştur. Bu ilâhî sünnete iman, büyümenin, sebat ve dayanıklılığın sırrıdır.
Muhsin Kıraati’nin İnanç İlkeleri (Nübüvvet) kitabından alıntıdır.