İnsan eğitiminin önemli bir bölümünü müjde ve uyarılar oluşturur. İnsanoğlu iyi işler yapmaya teşvik edilmeli kötü işlerde de cezalandırılması gerekir. Böylece ikinci yola adım atmaz ve ilk yolu seçmeye de hazır olur.
Teşvik, bir bireyin veya toplumun ahlaki gelişimini sağlamak için tek başına yeterli değildir. Çünkü insan bu durumda günah işlemenin kendisi için tehlikeli olmadığını düşünür. Uyarı da ümitsizlik ruhu yaratabileceğinden tek başına insanların ahlak eğitimi açısından etkili değildir.
Kur’an öğretileri bu uyarı ve tembih eğitim yönteminden faydalanmış olup tarih boyunca Peygamberler de insanları eğitmek için bundan yararlanmışlardır. Allah bu eğitim yöntemini birçok ayette kullanmıştır. Uyarı ve müjde verilmesi durumunda öğrenci veya eğitilen şahıs davranışlarında her türlü aşırılıktan ve eksiklikten kaçınmaya çalışır. Eğer öğrenciye sadece iyi haber ve müjde verilirse bu durumunda umursamaz bir yaklaşım sergilemesi mümkün olabilir. Öğrenci davranışlarını düzelterek fesad dan kaçınmalıdır. Öğrenci bir denge oluşturmalı, davranışlarını geliştirmeli, emirleri ve Kur’ani öğretileri takip etmelidir.
Hz. Musa’nın (a.s) müjdesi:
A’râf suresi 129. ayeti: “Onlar da, “Sen bize gelmeden önce de geldikten sonra da bize işkence edildi” dediler. Mûsâ, “Umulur ki rabbiniz düşmanınızı helâk eder ve nasıl hareket edeceğinizi görmesi için onların yerine sizi yeryüzüne hâkim kılar” dedi.”
İsrâiloğulları, Musa’nın gelmesinden önceki dönemlerde uzun yıllar acı ve sıkıntılar çektiklerini, Firavun’un tehditleri dikkate alındığında bu sıkıntılarının, Musa ile tanışmalarından sonra daha da artarak devam edeceğinin ortaya çıktığını ifade ederek bu durum karşısında korku ve üzüntülerinin de arttığını dile getirdiler. Hz. Musa ise Allah Teâlâ’nın düşmanlarını kahrederek kendilerine hâkimiyet kazandıracağı müjdesini verdi. Musa’nın bu müjde ifadesinde “Bundan sonra Allah nasıl hareket edeceğinize bakar” anlamına gelen “nasıl hareket edeceğinizi görmesi için” şeklindeki kayıt, onların, kendisine uyup Allah’ın dinine bağlı kaldıkları sürece artık Firavun düzeninde olduğu gibi haksızlığa uğratılmayacaklarına, iyi veya kötü davranışlarının karşılığını adaletli bir şekilde bulacaklarına işaret eder ve İsrâiloğulları için bağımsızlıklarını kazanmalarından sonraki hayatları hakkında da bir uyarı anlamı taşır.
Hz. Musa’nın (a.s) uyarısı:
Tâhâ suresi 61. ayetinde şöyle buyruluyor: “Mûsâ onlara şöyle dedi: “Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa ağır bir ceza ile kökünüzü kazır; iftira eden mutlaka perişan olur.”
Bu mübarek ayet Hz. Musa’nın (a.s) toplanan sihirbazlara karşı nasihat edici bir tarzda yapmış olduğu ihtarı bildiriyor.
Hz. Musa’nın (a.s) Allah’a iftiradan kastettiği O’na ortak koşmaları ve Firavun’u ilah saymalarıdır. Hz Musa Allah’a ortak koşmaları konusunda onları uyarıyor.