Felâk suresi Mekke döneminde inmiş olup 5 ayettir. 30. cüzde yer alır. Mushaftaki sıralamada yüz on üçüncü, iniş sırasına göre yirminci suredir.
Surenin adı ilk ayette geçen Felâk kelimesinden gelir. Felâk sabah aydınlığı demektir.
Bu emir ikinci ayette devam ederek Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Yarattığı şeylerden gelebilecek kötülüklerden;”
Ayet, Allah’ın yarattıklarına kötülüklerin eşlik ettiği anlamına gelmemekte olup kötülüğün mahlukatın yaratılış yasalarından sapmasından dolayı ortaya çıktığından bahseder.
Bu sıra bir sonraki ayette tamamalanır. “Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden;”
‘Gasık’ kelimesi gecenin karanlığının başlaması ve güneş ışığının kaybolması demektir. Gece karanlığı insanlar için korkutucu ve ürperticidir; faydaları yanında bazı sıkıntıları da vardır. Çünkü gece karanlığında insanın faaliyetleri zorlaşır, gündüzün yapılan işlerin bir kısmı gece yapılamaz, hatta bazan imkânsız hale gelir; yolcu yolunu şaşırır, düşmana karşı korunmak güçleşir. Bazı müfessirler bunun her türlü kötülük anlamına geldiğine inanmıştır.
Sonraki ayet başka bir tehlikeye işaret eder. “ Düğümlere üfürenlerin şerrinden; “ Neffâsât ağızdan akan bir miktar sudur. Aynı zamanda üflemek anlamına da gelir. Bazı müfessirler neffâsât’ı kadın büyücüler olarak tefsir etmişlerdir. Büyü yapmak için cümleleri fısıldayarak düğümlere üflerler. Diğer bir grup müfessir ise onları vesvese çıkaranlar olarak nitelendirir. Erkeklerin kulağına özellikle eşlerinin fikirlerini değiştirmek için fısıldayan kadınlar olarak kabul ederler.
Surenin son ayetinde insanın sahip olabileceği en kötü ve çirkin özelliklerden biri olarak hasetten bahsedilir. Hasetin diğer kötülüklerin yanında yer alması, onun insanlar için ne kadar tehlikeli olabileceğini gösterir.