Müslümanların Ehli kitap ile ortak noktası
Al-i İmrân suresi 64. ayeti: “De ki: “Ey Ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Yalnız Allah’a tapalım, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayalım ve Allah’ı bırakıp da içimizden bazıları diğer bazılarını rab edinmesin.” Eğer yine yüz çevirirlerse, “Şahit olun ki biz Müslümanlarız” deyin.”
Biz insanlar ilahlık anlamında Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamalı, Allah’ın yerine birbirim’zi tanrı edinmemeli, tüm dinlerin özü olan Allah’a ibadet etmeli O’ndan başka hiçbirşeye veya yarattıklarına ibadet etmekten kaçınmalıyız.
Allah’ın manası iyilik, güzellik, hak, hakikat ve hikmetle karışmıştır. Biz insanlar sürekli hakkı’ın yolunu takip etmeli ve O’na ortak koşmamalıyız. Nefsani heva ve heveslerimiz, sahte hayallerimizin hakikate galip gelmesine izin vermeyelim ve hikmete teslim olalım. Şahsi menfaatlerimiz ilim ve bilginin üstünü örtmesin, üzerimize hakikat ve güzellikten başka hiçbir mana hakim olmasın.
“Sevâ” kelimesi tüm dinler arasında bir barış ve dostluk anlaşmasını çağrıştırır. çünkü barış ve dostluk ortak temellere dayanmaktadır, bu durumda farklılıklar sorun değil, büyüme ve yenilik için bir değer olacaktır. Göz ardı edilemeyecek olan, hakikate olan sevgimiz, inancımız, güzel ahlaka olan bağlılığımızdır ve bu kadar paylaşımla hertürlü çoğulculuk, tüm dinlerdeki insanların büyümesine yol açacaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Ümmetim arasındaki farklar bereket ve rahmettir” buyurmuştur.
Alim olan Kitap Ehli bu genel hakla hükmetme davetini kabul etmezlerse, bu onların batıl, mal mülk, iktidar yönetimine veya siyasete olan arzularının işaretidir. Kendi dinlerine veya başka dinlere inançları yoktur. Hakka bağlılığı hisseden insanlar Allah’a boyun eğdiklerini ve teslim olduklarını yüksek sesle haykırırlar. Eğer sevâ kelimesine mutabık kalırsanız size kollarımızı açar kabul ederiz.
Üstad Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei ‘nin “Kur’an ile 365 gün sohbet” kitabından alıntıdır.
4118982
