Bu faktörlerden bazıları şunlardır:
1- Allah’ın varlığının eserlerine teveccüh etmeme. Allah’ı tanımak isteyenler O’nu bir hücrenin, bir atomun veya bir yaprağın yapısındaki harikalardan bilebilir. Ama bir kimse bilme arayışında değilse, Allah’ın eserlerini görsede asla bilemez. Örneğin:
a- Bir ciğer satıcısı hergün onlarca ciğer keserek şişe takar. Ama kılcal damarları bilemeyebilir. Çünkü kılcal damarları bilme ve tanıma durumunda değildir.
b- Ayna satan biri her gün aynalara yüzlerce kez bakabilir ama yine de saçları dağınıktır. Çünkü onun aradığı şey saçlarını toplamak değil, ayna satmaktır.
Yukardaki örneklerden insanın istemedikçe, bilme ve faydalanma konumunda olmadığı sürece hiçbir fayda elde edemeyeceğini söyleyebiliriz. Bir insan Allah’ı bilme ve araştırmak isterse bir ayet ve bir delille inanır. Aksi halde bin sebep bile onun Allah’a iman etmesine yardımcı olmaz.
2- Nimetlerin devamı: Eğer nimetler ömrümüzün başlangıcından beri bizimleyse bizim için bir yeniliği yoktur. Allah’ın bize bahşettiği nimetleri görüyor ve Yüce Allah’a şükrediyoruz. Çünkü hayatımızın başlangıcından beri nimetlerin tadını çıkarıyoruz.
Örneğin başparmağınız olduğu için Allah’a şükretmiyorsunuz. Çünkü doğduğunuzdan beri yanınızda ama başparmağınızı bir kazada kaybederseniz veya birkaç dakika bağlarsanız gömleğinizin düğmelerini bile ilikleyemediğinizi göreceksiniz.
Nimetlerin sürekliliği bizim Allah’tan gafil olmamıza neden olur. Kur’an-ı Kerim A’râf suresi 94. ayetinde şöyle buyuruyor: “Biz hangi ülkeye bir peygamber gönderdiysek mutlaka ora halkını, Allah’a yönelip yalvarsın yakarsınlar diye dert ve sıkıntıya uğratmışızdır.”
Kur’an insanlara sık sık Allah’ın nimetlerini hatırlamalarını emreder ve bu yüzden büyük din adamları bunu yapar.
3- Çevrenin etkisi: İnsanoğlunu Allah yolundan saptıran bir diğer faktör ise şartlar ve durumlardan etkilenmesidir. Mesela insan hırsızlık ya da ihanet gördüğünde rahatsız olur. Ama eğer bir insan çoğunluğun hırsız ve hain olduğu bir yerde yaşıyorsa bu tür yanlışlara alışır.
4- Sorumluluktan kaçma: Bazen dine itina göstermemek sorumluluktan kaçmak içindir çünkü dini kabul etmek bazı sınırlamaları kabul etmeyi gerektirir, ancak bazıları bu sınırlamalardan kurtulmayı tercih eder. Ancak Allah'ın emirlerinden ve düzeninden kurtulmak, başkalarına kölelik anlamına gelir. Allah'a itaat etmeyen, insanlara itaat etmek zorunda kalır.
Hac suresi 31. ayeti: “Onlar öyle kimselerdir ki, Allah anıldığında kalpleri titrer, başlarına gelen musibetlere sabrederler, namazlarını özenle kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar.”
5- Hak düşmanlığı: Bazı insanlar taassub, arzu, bencillik, kibir ve inattan dolayı hakikate düşman olurlar.
6- Dinin doğru şekilde tebliğ edilmemesi: insanların doğru yoldan sapmalarının bir diğer sebebi ise yanlış tanıtımlar ve tebliğin yetersizliğidir.
Muhsin Kıraati’nin İnanç ilkeleri (Tevhid) kitabından alıntıdır.