Bu rahmetin açık örneklerinden bir şefaattir. Şefâat nedir ve bunu bizim için kim yapabilir?
Özgür irade ilkesi bazen insanın seçiminde hata yapmasına ve günah yoluna girmesine neden olabilir. Bu günahtan kurtulması için yaptığı hatadan dolayı pişman olup tövbe etmesi gerekir. Böylece tövbe, istiğfar, Allah’a ve ahirete iman, onun şefâat almasına sebep olabilir.
Şefâat, suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için birine aracılık etme mânasına gelir. Terim olarak “kıyamet gününde peygamberlerin ve kendilerine izin verilen sâlih kulların müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunması” anlamında kullanılır. Şâfi‘ ve şefî‘ “aracılık eden, şefaatte bulunan” demektir. Şefî’nin Allah katındaki yeri gereği kullarına şefâat etmesi, Allah’tan onların günahlarının bağışlanmasını veya dua yoluyla derecelerini yükseltmesini istemesi caizdir.
Şefâate inanmak günahların önünde duran güçlü bir engeldir. Şefâate inanan insan onu arzu eder bunun için davranış ve amellerinde dikkatli olması ve günahlardan sakınması gerekir. Şefâat insanın gelişmesine yardımcı olan ümitsizliğe kapılmasını engelleyen bir bir öğretidir. Şii mezhebinde şefâate inanmak şarttır. İmam Sadık (a.s) “üç şeyi yani Mirac, kabirde soru-cevap ve şefâati inkâr eden kimse Şii değildir” der.
Şefâatin bazı olumlu etkileri:
1-Bağışlanma umudu: Şefâate iman eden, günahkarın Allah’ın rızasını kazanarak affedileceğine dair umudunu kaybetmemesine yardımcı olur.
2-Dini görevlerin yerine getirilmesinin teşvik edilmesi: Suçlu insan Allah katında affedilmek için tövbe edecek ve Allah’ın rahmetini kazanmak için çaba sarfedecektir.
3- Ödül beklentisi: Allah, kullarına defalarca sonsuz nimetler vaat etmiş ve asi kullarını tövbeye çağırmıştır. Tövbenin kabul edilmesi ilkesine teveccühle şefâat Allah’ın bir hediyesi ve mükâfatıdır.
Şimdi şu soru akla gelir. Şefâati kimler yapacak?
1-Rahman ve Rahim olan Cenab-ı Hak
Allah şöyle buyuruyor: Şefâat edecek son kişi Rahman ve Rahim olan Allah’tır.
2-İlahi Peygamberler
Kur’an-ı Kerim’e göre Peygamberimiz (s.a.v) bir kimsenin bağışlanması için dua ettiğinde, Allah bu duayı kabul eder ve o kişiyi affeder.
Nisâ suresi 64. ayeti: “Biz her bir peygamberi, Allah’ın izniyle, ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine kötülük ettiklerinde sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileselerdi, peygamber de onlar için mağfiret dileseydi, elbette Allah’ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.”
Şefâat edecek insanların üç grup olduğuna dair Peygamber Efendimiz’den bir hadis vardır. Buna göre, Peygamberler, din alimleri ve şehitlerin şefâati Allah katında kabul edilir.
3- Kuran-ı Kerim
Hz Ali (a.s) Nehcü’l Belağa’nın 176. Hutbesinde şöyle der: “Bilin ki o şefaati kabul edilmiş şefaatçi ve sözü onaylanmış bir konuşmacıdır. Şüphesiz Kur'an kıyamet gününde kime şefaat ederse şefaati kabul olur ve Kur'an kıyamet gününde kimin aleyhinde söz söylerse sözü makbul sayılır. “
Neticede Kur’an’a sığınmak, bağlanmak ve onun öğretileriyle amel etmek insanın dünyada ve ahirette kurtuluşuna vesile olacaktır.
Kaynaklar: el-Menar tefsiri ve Tesnim tefsirinde şefâat meselesinin karşılaştırmalı incelenmesi