IQNA

Kur'an perspektifinden ruh sağlığının faktörleri

14:39 - October 12, 2023
Haber kodu: 3481983
TAHRAN (IQNA) – Kur’an-ı Kerim ruh sağlığını kazanmak ve bu yolda büyüme ve gelişme aşamalarından geçen insanlar için bazı özellikler belirtilmiştir.

Dünya Ruh Sağlığı Örgütü'nün girişimiyle 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü olarak adlandırıldı. Ruh sağlığı, zihni her türlü ruhsal hasardan sağlıklı tutmak anlamına gelir ve yaşamın tüm yönlerini kapsayan bir refah ve sosyal refah bilimidir.

Dünya Sağlık Örgütü ruh sağlığını şu şekilde tanımlamıştır: Başkalarıyla uyumlu iletişim kurabilme, kişisel ve sosyal çevreyi değiştirebilme ve değiştirebilme, çatışmaları ve kişisel arzuları mantıklı, adil ve uygun bir şekilde çözebilme yeteneği.

Tarih boyunca psikologlar, insanların hastalıklarını ve zihinsel baskılarını terapi, hipnoz vb çeşitli yöntemler kullanarak çözmeye çalışmışlar ve bu alanda bir dereceye kadar başarılı olmuşlardır. Ayrıca inanç ve din insanın kişiliğinin oluşmasında temel  olduğundan bireyin ve toplumun ruh sağlığının sağlanmasında dinin ve dini öğretilerin de önemli bir rol oynadığına inanırlar.

“Kur'an Perspektifinden Ruh Sağlığı” makalesinin yazarları Ferişte Roşen ve Mecid Hezayi bu özellikleri inanç, davranış ve sosyal olmak üzere üç boyutta incelemiş ve analiz etmiştir. Burada araştırma sonuçlarının bir kısmına değineceğiz.

Bireysel boyutta ruh sağlığının faktörleri

Bakara suresi 186. ayetine göre, İman ruh sağlığı yerinde olan insanların ilk vasıflarından biridir. “Kullarım sana beni sorduklarında bilsinler ki şüphesiz ben yakınım, bana dua ettiğinde dua edenin dileğine karşılık veririm. Şu halde benim davetime gelsinler ve bana iman etsinler ki doğru yolu bulabilsinler.”

İman, insanın varlığının derinliğine nüfuz eden ve etkilerinin kişinin eylem ve davranışlarında ortaya çıkan inanç anlamına gelir.

Hz Ali (a.s) imanı şöyle tanımlar: “İman kalbe girdiğinde, içinde parlak bir nokta belirir. İman arttıkça o nokta da genişler ve iman tamamlanınca nur bütün kalbi kaplar.”

Tevekkül

Allah’a tevekkül Ruh sağlığında etkili ve yapıcı davranışlar arasında yer alır. Çünkü Allah’a tevekkül insana huzur verir ve sorunlarını çözmeye motive edecektir. Kalbin her konuda Allah’a tevekkül etmesi dünya işlerinde Cenab-ı Hakk’tan başka hiçbir gücün etkili olmadığına iman ve kesinlik ifade eder. Tevekkül ruh sağlığının davranışsal alanındadır. İnsanın Rabbine karşı iyi niyet beslediğinden davranış ve sevgi alanındaki işlerini buna göre ayarlar.

Talâk suresi 3. ayeti:  “Ve ona hiç beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah’a dayanıp güvenirse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah dilediği şeyi sonuca ulaştırır. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.”

Bu ayette bahsedilen yeterlilik, muvahhid ve iman sahibi bir insana huzur duygusu verir kalbinin sağlıklı kalmasını sağlıyabilir.

Al-i İmân suresi 160. ayeti:  “Allah size yardım ederse artık sizi yenecek hiçbir kimse yoktur; eğer sizi yardımsız bırakırsa O’ndan sonra size kim yardım edebilir? Müminler yalnız Allah’a güvensinler.”

Maddi dünyada hedefe ulaşma özel doğal ve manevi faktörler gerektirir. İnsan amel alanına girdiğinde ve gerekli tüm doğal faktörleri hazırladığında, onu amacından ayıran tek şey, irade ve karar zayıflığı, korku, üzüntü, keder, telaş ve şüphe gibi manevi faktörlerin etkisidir. Böyle durumda Allah’a güvenen insan manevi engellerin ve rahatsızlıkların etkisini ortadan kaldırır.

Özgüven ve huzur

Kur’ana göre, iman, insanlarda huzur ve sükunet yarattığından ruh sağlığının oluşmasında çok büyük bir etkiye sahiptir. Ra’d suresi 28. ayeti: “ Bunlar, iman edenler ve Allah’ı zikrederek gönülleri huzura kavuşanlardır. Bilesiniz ki gönüller ancak Allah’ı zikrederek huzura kavuşur.”

Pozitiflik,

Ruhsal ve zihinsel olarak sağlıklı bir insan, kendisine ve etrafındaki dünyaya karşı her zaman olumlu bakar. Bakara suresi 257. ayeti: “Allah iman edenlerin velîsidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise sahte tanrılardır; onları aydınlıktan çıkarıp karanlıklara sokarlar. İşte bunlar ateşliklerdir, bunlar orada devamlı kalıcıdırlar.”

Düşünsel özgürlük

Bazen insan hayatının yolunda hakkın emriyle karşılaşır. Ancak düşünce ve eylemde kendine güven ve özgürlük eksikliği nedeniyle inançlarından, çevresindekilerden ve atalarından bağımsız olarak doğru olanı seçemez. Enbiyâ suresi 52. ayeti:  “O, babasına ve kavmine, “Şu kendilerine tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor?” diye sormuştu.”

Umut

Ruh sağlığı yerinde olan bir insan, dünyadaki bütün sebepleri ve etkenleri Allah’ın elinde görür ve daima O’nun lütuf ve merhametini umar. Yusuf suresi 87. ayeti: “ Ey oğullarım! Gidin de Yûsuf’u ve kardeşini iyice araştırın, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü inkâr edenlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez!”

Sabır

Sabır ruhu Allah’a olan inancın ve imanın ameli ve davranışsal bir tezahürüdür ve özellikle sosyal ilişkiler ve ailevi ilişkilerde hayatın iniş çıkışlarıyla yüzleşmede gerekliliği kaçınılmazdır. Tâhâ suresi 130. ayeti: “Sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de rabbini övgüyle tesbih et; yine gecenin bazı vakitlerinde ve gündüzün iki ucunda da tesbih et ki hoşnutluğa erişesin.”

Şükretmek

Cenâb-ı Hakk’a şükretmek, ruh sağlığı yerinde olan insanların özelliklerinden biridir. Sağlıklı insan, kendisine verilen nimete şükretme gücüne sahiptir. Fatiha suresinde  “alemleri yoktan var eden Allah'a şükürler olsun” ayetinin her zaman okunması  Müslümanlar arasında şükür kültürünün yaygınlaşmasına zemin hazırlamıştır.

Razı olmak ve teslimiyet

İnsanın kaza ve kadere teslim olması ruhsal bir durumdur. Kaderine kızmamalı dünya kurallarının kendi iyiliği doğrultusunda olduğunu bilmelidir. Gerçek bir mümin, hakikate teslimiyet ruhunu geliştirmelidir. Bu bakış açısı  hayatında olup bitenlerden memnun olmasını ve sorun ve kaygılarını azaltır.

Sosyal boyutta ruh sağlığının faktörleri

İnsan sosyal bir varlıktır. Onun ruh sağlığının bir yönü, kendisini çevreleyen toplulukla ilişkisine bağlıdır. Kur’an ayetleri incelendiğinde, ruh sağlığı yerinde olan bir insanın toplumla nasıl bir etkileşim içinde olduğu görülür. Örnek olarak ahde vefa İsra suresi 34. ayeti, aileye iyilik Bakara suresi 83. ayeti, affetme Al-i İmrân suresi 134. ayeti....

Sonuç olarak, psikoloji bilimi, insanın ruh sağlığında maneviyatın önemini ve hayatın sorunlarının üstesinden gelmek için üstün bir güce dayandığını vurgulamasına rağmen, bu ihtiyacı karşılayacak unsurları dile getirememiştir. Oysa  Kur’an-ı Kerim, ruh sağlığı konusunu ele alırken, bunu başarmak için çözümler ve özellikler sunmuştur. Örneğin Kur’an Peygamber kıssalarından insanlara örnekler sunarak hayattaki sorunların üstesinden nasıl geldiklerini göstermiştir.

4174281

 

 

 

captcha