IQNA

Binlerce akademisyen Siyonist rejimin zulmünü kınadı

10:57 - October 24, 2023
Haber kodu: 3482137
TAHRAN (IQNA) – İranlı 9 bin 200 öğretim görevlisi Siyonist rejimin kuşatması altındaki Gazze Şeridi'ndeki zulmünü kınayarak bir bildiri yayınladı.

IQNA’nın haberine göre, İran İslam Devrimi Lideri'nin üniversitelerdeki temsilci heyetinin iletişim ve bilgi merkezine göre, çok sayıda dilde yayınlanan bildiri metni şöyle:

Direniş gruplarının ve Filistin halkının doğuştan gelen haklarını savunmak amacıyla gerçekleştirdiği bağımsız eylem olan Aksa Tufanı gurur verici operasyonu  Siyonist rejimin hesaplarına büyük ve tarihi bir saldırı olarak geçti. Bir kez daha “Örümcek, (ağını) kendine bir yuva edinir, ama yuvaların en çürüğü de örümceğin yuvasıdır. “ Allah’ın Kelamını kesin bir inanca dönüştürmüştür. Ve bu işgalci rejimin sahte gücünü kanıtlarken işgalcilere onarılamaz bir yenilgi yaşatmıştır.

Hiç şüphe yok ki bu eylem, mazlum bir milletin haklarını savunmak için verdiği meşru bir tepkidir. Gaspçılara ve saldırganlara karşı direniş her din, fikir ve inançtan, onurlu ve özgür tüm insanların kabul ettiği en temel haktır.

Diğer yandan onlarca yıl gasp ettiği topraklarda Siyonist rejimin zalimce korkunç eylemleri ve apartheid politikalarıyla mazlum Filistin halkını her zaman cinayete, suça ve zulme maruz bırakmıştır. Bu rejimin başlangıcından bugüne kadar uğursuz geçmişi Filistinlilerin temel haklarının ihlalleri, cinayetler ve mukaddes mekanlara  saygısızlıklarla dolu olup her özgür insanın kalbinde ağır bir dert ve acı yaratır. Bugün Gazze’de yaşananlar, konutlara, altyapı tesislerine, camilere, okullara, üniversitelere, hastanelere ve yardım güçlerine yönelik vahşi saldırılar, yakıt, su ve elektriğin kesilmesi, toplu katliamlar insanlığa karşı işlenen suçların açık örnekleridir.

Bu masum çocuklar, mazlum kadınlar ve yaşlılar ne istiyorlar ki bu kadar korkakça ve vahşice toprağa ve kana bulanıyorlar? Ne yaptılar da, dünyaya hakim olma ve Nil’den Fırat’a kadar her şeyi kontrol altına alma hayalleri kuran bu kurt postuna bürünmüş insanların bitmek bilmeyen açgözlülüklerinin kurbanı olmak zorunda kaldılar? Bu savunmasız insanların derin acılarını ve yaralarını tedavi etme haklarını, atalarının evinin çatısı altında dinlenme ve yaşama hakkını anlamak, insan hakları savunucuları için bu kadar mı zor? Kana susamış İsrailli saldırganları, saldırı altındaki masumlardan, insan hakları bayrağı altında bu çirkin olaya sessiz kalanlardan ayırt edemiyorlar ya her iki tarafı da sakin olmaya ve şiddetten uzak durmaya davet ediyor ya da Siyonist saldırganların zulmü için timsah gözyaşları döküp onları destek veriyorlar. Hatta tam bir küstahlıkla, insan hakları kisvesi altında Filistin halkının bu ülkeden çıkarılması ve bu toprakların nüfus oranının değiştirilmesi projesini mi öneriyorlar? İşgal altındaki Filistin’de son dönemde yaşanan gelişmeler, bu gaspçı rejimi yatıştırma ve destekleme politikası, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe katkı sağlamayacağı gibi, bu rejimin onlarca BM kararını hiçe sayarak ırkçı politikalarına devam etmesini işgali sürdürmeye, uluslararası suçlar işlemeye ve ağır insan hakları ihlallerine de teşvik edeceğini gösteriyor. Ne yazık ki, işgal altındaki topraklarda uluslararası ve insani standartların ve yasaların bu yaygın ihlaline karşı Batılı ve Arap ülkeleri ile BM dahil uluslararası kuruluşların pasifliği ve eylemsizliği, Siyonist rejimi Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmek konusunda daha da küstahlaştırdı.

Uluslararası ve insan haklarından sorumlu örgüt, meclis ve kurumların suskunluk ve eylemsizlikten vazgeçerek hukuki ve insani görevlerini yerine getirmeleri, Filistin ulusunun haklarını geri vermeleri işgalcileri cezalandırmaları ve bu inkar edilemez suçlara ortak olmaktan kaçınmaları beklenmektedir. Biz İran üniversitelerindeki akademisyenler olarak Filistinli şehitlerin temiz ruhlarını anarak dertlerini paylaşıyoruz. Onların İsrail rejiminin vahşeti ve iğrenç suçlarına karşı kendilerini savunma konusundaki doğal ve yasal hakları olduğunu vurguluyoruz. Aynı halde, bu rejimin insanlık karşıtı eylemlerinin durdurulması için küresel kararlılığa ve acil eyleme ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyoruz. Filistin’de huzurun ve kalıcı barışın ancak işgalin sona ermesi, mültecilerin geri dönüşüyle sağlanabileceğine inanıyoruz. Filistin’in gelecekteki sisteminin tüm Filistinlilerin katılımıyla referanduma dayalı olarak belirlenmesi ve nihayetide başkenti Kudüs olan birleşik Filistin devletinin kurulmasıyla mümkün olabilir.

Başta İslam dünyası profesörleri olmak üzere dünya düşünürlerini, uzmanlarını ve akademisyenlerini de bu korkunç suçları kınama konusunda ortak tavır almaya, bu mazlumların farklı alanlardaki sesi olmaya, onları savunmaya ve yaşanabilecek en acımasız insanlık felaketine izin vermemeleri konusunda bir aydın olarak sorumluluklarını unutmamaya davet ediyoruz. Bir diğer önemli görev ise terörist ve gaddar Siyonist hükümetin cezalandırılmasını takip etmektir. Bu birkaç günde Filistinli çocuk ve kadınların öldürülmesi gibi yaygın bir suçun cezasız kalmaması, rejimin tüm etkili ajanlarının ve zalim Netanyahu’nun uluslararası ve bağımsız mahkemelerce yargılanıp cezalandırılması gerektiğini bilinçli ve vicdanlı tüm insanlar kabul ediyor. Bugün üniversiteler bir sınavdan geçiyor. Akademisyenlerin, aydınların, kültürel ve sosyal aktivistlerin bu kanserli tümöre karşı protestosu ya da direnmesi tarihe geçecek.

Dünya şunu bilmelidir ki Gazze halkı yalnız değildir ve Filistin her zaman İslam dünyasının bir parçası olmuştur, öyledir ve öyle kalacaktır.

Aynı halde bu kampanyayı destekleyenler olarak dünya çapındaki üniversitelerden profesörler isimleri ve üniveriteleri dahil olmak üzere bilgilerini aşağıdaki e-postaya gönderebilirler.

info@iqna.ir

Binlerce akademisyen Siyonist rejimin zulmünü kınadı

4176717

captcha