Son yıllarda feminist hareketlerin varlığıyla gündeme gelen konulardan biri de dinlerin kadın ve erkeğe bakış açısıdır.
Kur’an’ın kadın ve erkeğe bakışı yaratılışta, hükümlerde, mükafatlarda, cezalarda vs. birçok durumda aynıdır. Kur’an-ı Kerim’de kadın ve erkeğin yaratılmasının tek bir nefesten olduğu kabul edilir ki bu Yahudilerin inancına tamamen aykırıdır. Onlar kadının erkeğin sol kaburga kemiğinden yaratıldığını ve ıslah edilemeyeceğini söyler.
Geçmişteki bazı dinlerde, kadın ve erkek için ödül ve cezanın aynı olmadığına inanılmış, kadınların erkeklerin alacağı sevabın yarısına sahip olacağı söylenmiştir. Ancak Kur’an bunu açıkça reddetmiştir.
Kur’an bazı durumlarda evde erkeğe üstünlük vermişse de bu ayrıcalığa karşılık kadına nafaka hakkı tanınmıştır. Elbette itaat görevi kadının omuzlarına yüklenmiştir, hatta bazıları evden çıkma iznini de bu haller arasında saymıştır.
Ayrıca çocukların bakımı ve velayeti erkeğe verilmişse bu bir hak değil sorumluluktur. Çünkü çocuğun yetiştirilmesi ve masraflarının karşılanması gerekir. Elbette bir erkek bu sorumluluğu eşine devredebilir.
Allah’ın erkeğe verdiği sorumluluklar çok ağır ve zordur. Zira bir erkeğin, karısına ve çocuklarına nafaka verebilmek için çok çalışması gerekir. Rivayetlerde çoğunlukla kadın övülmüş, kadın ve erkek eşit sayılmıştır.
İmam Sadık (a.s) cennete gidenlerin çoğunun kadınlar ve mazlumlar olduğunu söylemiştir. Diğer bir rivayette ise bir erkeğin, karısının ve çocuklarının haklarını yerine getirmemesinin helak olması için yeterli olacağı söylenir.
Hz. Ali (a.s) kadınları Allah’ın erkeklere emanet ettiği bir emanet olarak görmüştür. Aynı halde erkeğin kadına vurma hakkının olmadığı tavsiye edilmekte olup kız çocuklarına erkeklerden daha yumuşak davranılması gerektiği söylenir.
İslam ve Cinsiyet İlmi Konferansı’nda Seyyide Mehdi Nerimani’nin konuşmasından alıntıdır.
3867905