Allah-u Teala bu yüce kitabı Cebrail aracılığıyla Hz Muhammed’e (s.a.v) yaklaşık yirmi üç yıl içinde gece ve gündüz, kışın ve yazın, yolculukta, sıkıntıda ve rahatlıkta, darlıkta ve bollukta, savaşta ve barışta parça parça gelmiştir. Muhtevası fevkalâde zengin ve çeşitlidir. İnsan ve insaniyetle ilgili her konuya, varlığın başlangıç ve sonuna, yaratılış ve yok edilişe, ahlâkî erdemlere, fert ve cemiyet olarak insanla ilgili kurallara ve kanunlara, tarihî olaylara, kıssalara temas etmekte, insanları eğitmeye yönelik öğüt ve ibret tablolarına yer vermektedir.
Nisâ suresi 82. ayeti: “Kur’an’ı inceleyip düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başka birinden gelmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık ve çelişki bulurlardı!”
Allah hikmet sahibidir, Kur’an-ı Kerim’in ne üslûbunda (eşsiz ifadesinde, edebî seviyesinde) ne de temas ettiği konular, getirdiği hükümler ve verdiği bilgiler arasında bir tutarsızlık, bir çelişki ve –kaynak farkı düşüncesine götürecek– bir farklılık vardır.
Eğer Kur'an bir insan tarafından yazılmış bir kitap olsaydı, elbette ki pek çok ayetinde çelişkiler ve tutarsızlıklar olurdu. Bunun bir nedeni, insanların yaşları ilerledikçe daha fazla bilgi edinmeleridir ve buda kesinlikle 23 yıl sonra konuşmalarına yansıyacak farklılıklar yaratacaktır. Ayrıca hayattaki farklı olaylar, insanın düşüncelerini ve konuşmalarını kesinlikle etkileyen çeşitli zihinsel ve duygusal durumlar yaratır.
Allah zaten herşeyi bilen ve herşeyin sahibidir. O’nun ilmine hiçbirşey eklenmeyecektir. O herşeyin sahibi, dünyada var olan her şeyden haberdar olan Yüce Allah’tır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de herhangi bir çelişki ve tutarsızlık söz konusu değildir.
Tarih boyunca Kur’an-ı Kerim’e düşmanlık besleyen, karalamak isteyen ve itibarsızlaştırmaya çalışan pek çok insan olmuştur. Ancak Kur’an’ı itibarsızlaştıracak hiçbir çelişki ve tutarsızlık bulamamışlardır.