Kainatın iki yüzünden mülk yüzü maddi kayıtların bulunduğu ve maddenin hantallığının olduğu yüzüdür. Bu yüzde ağır, hafif, büyük, küçük, uzun, kısa, yaş, kuru, sert, yumuşak, geniş, dar, kolay, zor gibi kavramlar hükmeder. İnsanın kendi ile beraber aklı da bu kayıtların hükmü altında olduğu için; olan biten işleri maddi kayıtlar tahtında değerlendiriyor.
Kainatın bir de melekût yüzü vardır. Bu yüz, mülk yüzünde olan bütün maddi kayıtlardan münezzehtir. Burada ağır, hafif ,büyük, küçük, uzun, kısa, yaş, kuru, sert, yumuşak, geniş, dar, kolay, zor gibi maniler ve engeller yoktur. Bir iş bir işe mani olmaz, zaman ve mekanın hantal maddi kayıtları burada cari değildir. Allah’ın kudreti bu yüzde perdesiz ve vasıtasız iş görür. Bu yüzden en büyük ile en küçük arasında fark yoktur. Bu yüzde sebep sonuç zinciri işlemez, her şey sebepsiz ve vasıtasız olarak Allah’ın kudretine dayanır.
Kur’an-ı Kerim’in Hadîd suresi 5. ayetinde göklerin ve yerin mülkünden bahseder: “Göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız O’nundur ve bütün işlerin dönüp varacağı merci ancak Allah’tır.”
Diğer yandan Kur’an’da Hz İbrahim’in hayatı anlatılırken göklerin ve yerin melekûtundan bahsedilir: En’am suresi 75. ayeti: “Böylece biz İbrâhim’e göklerin ve yerin melekûtunu görüp kavrama imkânı veriyorduk ki kesin inananlardan olsun.”
Mülk suresi 1. ayeti: “Mutlak hükümranlık elinde olan Allah aşkındır, cömerttir ve O’nun her şeye gücü yeter.”
Yasin suresi 83. ayeti: “Her şeyin egemenliği kendi elinde olan Allah bütün eksikliklerden uzaktır ve hepiniz sonunda O’na döndürüleceksiniz. Yani göklerin ve yerin mülk ve melekûtunun kudreti ve yetkisi Allah’ın elindedir.”
Bu ve diğer ayetlerden mülkün eşyanın suretini, melekûtun ise gerçek mahiyetini gösterdiği anlaşılır. Elbette bu gerçekler dünya hayatında vardır ya da bizim davranışlarımızdan kaynaklanmaktadır ama gaflet perdesi nedeniyle ahiretteki perdeler kaldırılıncaya kadar bunları göremiyoruz.
Kâf suresi 22. ayeti: “(Ona şöyle seslenilir:) “Sen bu konuda tam bir gaflet içindeydin, artık gözünden perdeni kaldırdık, şimdi gözün keskindir.”